Muhammed Uzunay
Quiz by , created more than 1 year ago

Quiz on deneme 6, created by Muhammed Uzunay on 13/01/2015.

1985
0
0
No tags specified
Muhammed Uzunay
Created by Muhammed Uzunay over 9 years ago
Close

deneme 6

Question 1 of 20

1

Aşağıdakilerden hangisi birden fazla divan tertip ederek,
ayrı ayrı adlandırmıştır?

Select one of the following:

  • a. Gelibolulu Ali

  • b. Nevî

  • c. Bakî

  • d. Bağdatlı Ruhî

  • e. Hayalî

Explanation

Question 2 of 20

1

Aşağıdakilerden hangisi bir Türkçe kelimeyi Göktürkçe olarak yazmak için kullanacağımız ses değişimlerinden biri değildir ?

Select one of the following:

  • A) e ler i olacak

  • B) v ler b olacak

  • C) ı,i,u,ü sonuna g getirilcek

  • D) t ler d olacak

  • E)c ler ç olacak

Explanation

Question 3 of 20

1

Aşağıdakilerden hangisinin Dede Korkut Hikayeleri üzerine bir çalışması yoktur?

Select one of the following:

  • A) Orhan Şaik Gökyay

  • B) Enver Gokçe

  • C) Ahmet Hamdi Tanpınar

  • D) Saadettin Özçelik

  • E) Muharrem Ergin

Explanation

Question 4 of 20

1

Alıp turur men / Bara turur men/ Algum turur Harezm Türkçesine ait fiil çekimlerin sıralaması aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir.

Select one of the following:

  • A) Şimdiki zaman/ Gelecek Zaman/ Geçmiş Zaman

  • B)Geçmiş zaman/ Gelecek zaman/ Şimdiki zaman

  • C) Şimdiki zaman/ Geçmiş zaman/ Gelecek Zaman

  • D) Geçmiş zaman/ Şimdiki zaman/ Gelecek Zaman

  • E) Gelecek zaman/ Şimdiki zaman/ Geçmiş zaman

Explanation

Question 5 of 20

1

Aşağıdakilerden hangisi Abdülhak Hamit Tarhanın bir şiiri değildir?

Select one of the following:

  • A)Makber

  • B)Ateşpare

  • C)Validem

  • D)Baladan Bir Ses

  • E)Divaneliklerim

Explanation

Question 6 of 20

1

Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın ilk şiir kitabı olan 'Havaya Çizilen Dunya'da en çok aşağıdakilerden hangi şairin etkisi görülür ?

Select one of the following:

  • A) Necip Fazıl

  • B) Orhan Veli

  • C) Oktay Rifat

  • D) Yahya Kemal

  • E) Ahmet Haşim

Explanation

Question 7 of 20

1

Aşağıdakilerden hangisi Öz Türkçecilik akımını savunanlardan biri değildir?

Select one of the following:

  • A Suat Yakup Baydar

  • B Sebati Ataman

  • C Necmettin Hacı Eminoglu

  • D Emin Özdemir

  • E Tahsin Yücel

Explanation

Question 8 of 20

1

Aşağıdakilerden hangisi Altay Dillerinin Karşılaştırmalı Grameri‟ni yazmış ve yeni ses denkliklerine yer vermiştir?

Select one of the following:

  • A) P.Aalto

  • B) N.A. Basbakov

  • C) Talat TEKİN

  • D) N.Poppe

  • E) Osman Nedim TUNA

Explanation

Question 9 of 20

1

Aşık tarzı Türk halk edebiyatında gelenek temsilcileri,dörtlük anlamını karşılamak üzere daha çok aşağıdakilerden hangi kavramı kullanmayı tercih etmişlerdir?

Select one of the following:

  • A.ayak

  • B.kıta

  • C.hane

  • D.yekta

  • E.erbaa

Explanation

Question 10 of 20

1

Asagidakilerden hangisi karagoz le ilgili kavramlardan değildir?

Select one of the following:

  • A) yardak

  • B) çırak

  • C) sandikar

  • D) formel

  • E) naraka

Explanation

Question 11 of 20

1

Aşağıdakilerden hangisi ikinci yeni şiirini izleyen şairler arasında gösterilemez?

Select one of the following:

  • A-Tevfik Akdağ

  • B-Ahmet Oktay

  • C-Gülten Akın

  • D-Kemal Özer

  • E-Ercüment Behzat

Explanation

Question 12 of 20

1

Aşağıdakilerden hangisi Kabare Tiyatroya örnektir?

Select one of the following:

  • A.Günün Adamı

  • B.Fazilet Eczanesi

  • C.Keşanlı Ali Destanı

  • D.Sersem Kocanın Kurnaz Karısı

  • E.Vatan Kurtaran Şaban

Explanation

Question 13 of 20

1

Aşağıdakilerden hangisi Altay Dil Birliğini kabul etmeyen Türkologlardan biridir?

Select one of the following:

  • A)Sir Gerard Clauson

  • B)Wladgslaw Kotwiczs

  • C)Zoltan Gombocz

  • D)J.Gyula Nemeth

  • E)B.Y.Vladimirtov

Explanation

Question 14 of 20

1

Halk Edebiyatı Dersleri, Türk Folkloru, Az Gittik Uz Gittik… gibi kitapları olan araştırmacımız kimdir?

Select one of the following:

  • A) Pertev Naili Boratav

  • B) Fuat Köprülü

  • C) İlhan Başgöz

  • D) Fikret Türkmen

  • E) Abdülbaki Gölpınarlı

Explanation

Question 15 of 20

1

Aşağıdakilerden hangisi aşıklık geleneği değildir?

Select one of the following:

  • A)Mahlas Alma

  • B)Usta-Çırak

  • C)Askı Alma

  • D)Palanga

  • E)Lebdeğmez

Explanation

Question 16 of 20

1

Aşağıdakilerden hangisi Türk Halk Bilgisi derneği yayınlarından değildir?

Select one of the following:

  • a)halk bilgisi mecmuası

  • b)seçme halk şiirleri

  • c)seçme memleket şiirleri

  • d)halk bilgisi haberlerindeki yazılar

  • e)ordinaryus

Explanation

Question 17 of 20

1

Hangisi müşterek malzemeyi kullanmaya dayalı sanatlardan biri değildir?

Select one of the following:

  • Îrâd ı mesel

  • Tazmin

  • Intihal

  • Telmih

  • Iktibas

Explanation

Question 18 of 20

1

Aşağıdakilerden hangisi Ali Şir Nevai'nin hamsesini oluşturan eserlerden biri değildir??)

Select one of the following:

  • A)Ferhad ü Şirin

  • B)Leyla vü Mecnun

  • C)Mizanü'l Evzan

  • D)Hayretü'l Ebrar

  • E)Sedd-i İskenderi

Explanation

Question 19 of 20

1

Aşağıdakilerden hangisi Türkiye Türkçesindeki "ayak " sözcüğünün tarihî ve çağdaş Türk lehçelerindeki denk biçimlerinden biri değildir ?

Select one of the following:

  • a- atag

  • a-ura

  • c-atah

  • d-azak

  • Haber Kaynağına Geç
    Facebook

    Muhammed
    Ana Sayfa
    Arkadaşlarını Bul
    İstekler
    Mesajlar
    Bildirimler
    Gizlilik Kısayolları
    Hesap Ayarları

    Muhammed UzunayProfili Düzenle

    SAYFALAR

    GRUPLAR

    UYGULAMALAR

    ARKADAŞLAR

    İLGİ ALANLARI

    ETKİNLİKLER

    Kapak Fotoğrafı
    Katıldın
    Paylaş
    Bildirimler
    settings
    Ara

    Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    Üyeler
    Etkinlikler
    Fotoğraflar
    Dosyalar

    Hakkında
    23.919 üye
    Hakkında
    Kapalı GrupKapalı Grup
    Türk Dili ve Edebiyatı Alan Sınavına Hazırlık Grubu.
    23.919 üye(349 yeni) · E-posta ile Davet Et
    Yeni Gruplar Kur
    Yeni Gruplar Kur
    Grup Kur
    Gruplar arkadaşlarla, akrabalarla ve ekip arkadaşlarıyla paylaşımda bulunmayı hiç olmadığı kadar kolaylaştırır.
    Grup Kur
    Önerilen Gruplar
    Tümünü Gör
    Önerilen Gruplar
    KPSS TARİH VATANDAŞLIK SORU CEVAP
    773 üye
    Katıl
    Türkçe Öğretmenleri
    Burcu Bilgiç ve Nesin Terzi katıldı
    Katıl
    KPSS Tarih Pratik Yap (Bazen diğer dersler)
    20.285 üye
    Katıl
    ÖMÜR HOCA İLE EDEBİYAT VE TÜRKÇE(ALAN BİLGİSİ UZMANI)
    Ayşe Ayrancı ve 2 diğer arkadaş katıldı
    Katıl
    FORMASYONA HAYIR !
    Arife Öztürk katıldı
    Katıl
    Tanıyor Olabileceğin Kişiler
    Tümünü Gör
    Tanıyor Olabileceğin Kişiler
    Hacer Konuk
    2 ortak arkadaş
    Süleyman Yilmaz
    3 ortak arkadaş
    Şimal Elif Özseven
    3 ortak arkadaş
    TC Aylin Doğan
    16 ortak arkadaş
    Profilini doldur
    Profili Düzenle
    Profilini doldur
    %70
    Muhammed, hangi şehirde yaşıyorsun?
    Ankara
    Balıkesir
    42 arkadaş burada yaşıyor
    İstanbul
    12 arkadaş burada yaşıyor
    Arkadaşlık İstekleri
    Tümünü Gör
    Arkadaşlık İstekleri
    Nurten Aktan
    Türkçe · Gizlilik · Koşullar · Çerezler ·
    Diğer
    Facebook © 2015

    Ak Emine Mine‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    4 saat ·

    Yardimci olursaniz sevinirim
    Yardimci olursaniz sevinirim
    Beğen · · 18

    1 / 18
    Önceki yorumları gör
    Sevil Yaşar Soru öncülleri hatalı, a şıkkı tamlayan eksikliğine işaret ediyor oysa kapak kelimesi tamlamada tamlayan unsur değildir! Ifade düzeltilerse cevap a olur elbette, ancak bu durumda soru hatalı oluyor.
    3 saat · Beğen · 1
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Demet Çnrr‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    11 Ocak, 18:24 ·

    Uygurlardan kalma göktürk harfli yazıttır 51 satırdan oluşur uygur yazıtları içerisindeki en önemli yazıttır?
    Beğen · · 49
    Taner Gül‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    10 Ocak, 17:30 ·
    Taner Gül'ün fotoğrafı.
    Beğen · · 110

    Cafer Mete bunu beğendi.
    1 / 10
    Önceki yorumları gör
    Aytekin Hafize D evet degildir diyomus
    10 Ocak, 17:54 · Düzenlendi · Beğen · 1
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Sibel Burak‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    10 Ocak, 14:03 ·

    Özgür yaşama arzusuyla yuvasını terk etmiş ve il il dolaşıp durmuş. Intihara kalkışmış ama kurtarılmıştır. Bu olaylardan sonra .... mahlasini almış. Dini konulara rahat bir üslupla yaklaştığı için din adamlariyla arası iyi değildir. Hem hece hem aruzu kullanmıştır. Sözü edilen sanatçı kimdir?
    Beğen · · 210

    2 kişi bunu beğendi.
    Mehmet Çako Gercekten merak ettim bu sairi
    10 Ocak, 14:21 · Beğen
    Sibel Burak Çok iyi bildiğimiz bir isim hocam çok bilinmeyen taraflarından söz ettim sadece.
    10 Ocak, 14:24 · Beğen
    Mehmet Çako Biraz oyle olmuş galiba
    10 Ocak, 14:27 · Beğen
    Birgül Özer Bektaş dertli
    10 Ocak, 14:53 · Beğen
    Gökçe Eker Dertli bu adam çokk dertli
    10 Ocak, 14:58 · Beğen · 1
    Hatice Konak İl il dolaşıp yine de özgürlüğü bulamamış mı
    10 Ocak, 15:02 · Beğen · 2
    Gökçe Eker il il dolaşacak parayı bulmuş yine de manayı özgürlüğü bulamamış..demek ki neymiş Hatice hocam parayla saadet olmaz:))) alan aklımı aldı benim
    10 Ocak, 15:03 · Beğen · 3
    Hatice Konak Biz de onu derdiyle başbaşa bırakalım öyleyse Gökçe Hocam
    10 Ocak, 15:07 · Beğen · 1
    Yasin Kurt TÜRK ve MÜSLÜMAN Bilim Adamları ….Einstein, Farabi, Cahit Arf vb. her
    dönemden bilim adamının hayatı ve yapmış olduğu çalışmaların hepsi ve daha fazlasını bulabileceğiniz bir sayfa.
    Örnek paylaşım: HAREZMİ: Sıfır rakamını kullanan ilk alim ve...Daha Fazlasını Gör
    Bilimin Gerçek Tarihi
    Topluluk
    Bilimin Gerçek Tarihi'nin fotoğrafı.
    Bilimin Gerçek Tarihi
    14.982 Beğenme
    2.695 kişi bunun hakkında konuşuyor
    10 Ocak, 15:11 · Beğen
    Muhammed Kışlak Dertli
    10 Ocak, 15:40 · Beğen
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Demet Çnrr‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    10 Ocak, 13:24 ·

    Bayın çokto yazıtı olarakta bilinen yazıt?
    Beğen · · 39
    Demet Çnrr‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    9 Ocak, 18:49 ·

    Geçmiş iki yılın sorularıni hatırlayanlar varsa paylaşabilir arkadaşlar tekrar yapmiş oluruz güzel olur bence
    Beğen · · 627

    6 kişi bunu beğendi.
    1 / 27
    Önceki yorumları gör
    Erdinç Hergüner ---------------------------------------------
    1.) Türk şiirinde "Şairname" örneği İLK kez "Aşık Ömer" tarafından kaleme alınmıştır.
    Eser 58 dörtlükten oluşur. Döneminde ve öncesinde yaşamış olan 47 âşık ve 88 şairden söz eder. ...Daha Fazlasını Gör
    9 Ocak, 20:14 · Beğen
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Ecrin Omur‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    8 Ocak, 22:23 ·

    "TAMAH" kelimesi neden Türkce ye uymaz???
    Beğen · · 556

    5 kişi bunu beğendi.
    1 / 56
    Önceki yorumları gör
    Emre Nur Büyük ünlü uyumu kelimenin Türkçe olmasında temel kriter değildir. Öğretmen olduğunuzda da b.ü.u.na uymayan kelimeler Türkçe değildir deyip bulandırın çocukların kafalarını. Sonra anaa ben Türkçeden başka kelimeler de biliyormuşum desin
    8 Ocak, 22:54 · Beğen · 1
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Melike Tarık‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    8 Ocak, 12:31 ·

    Arkadaşlar bu sorunun cevabı ne olacak acaba?
    Arkadaşlar bu sorunun cevabı ne olacak acaba?
    Beğen · · 1247

    12 kişi bunu beğendi.
    1 / 47
    Önceki yorumları gör
    Muhammed Kışlak Kesinlikle bir baş kaldiri kitabı değildir
    8 Ocak, 13:06 · Beğen
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Mustafa Kara‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    7 Ocak, 11:56 ·

    Bunu kişisel olarak hiç kimse algılamasn ama neden eksiği olan insanlara sen nasl edebiyat mezunusun, sen nasl öğretmen oldun gibi kırıcı yaklaşıyorsunuz. Siz dört dörtlük müsünüz? Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp diyen bir toplum nasıl bu hale geldi? İnsanların kalbini kırmak bu kadar basit mi ? Bu sayfada bu sözler çok söyleniyor bu sözleri hiçbir öğretmen adayına yakıştırmıyorum. Eleştiri yaparken bölümümüzün hakkını verelim edep çerçevesinde eleştirelim lütfennnnn
    Beğen · · 4620

    46 kişi bunu beğendi.
    1 / 20
    Önceki yorumları gör
    Saliha Lafçı Malesef yapiyoruz, çok haklisiniz hocam bence insan kendi eksiklerini kapatmak için karşisindakini ezer kimse Dört dörtlük değildir öyle olsa bu dünyada ne işi var...Nefes aliyorsan hala öğreniyosun demektir çünkü hayat bir sinav her kez bu sinav için çalişiyor bazilari farkinda olmasada hocam
    7 Ocak, 12:34 · Beğen · 1
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Mehmet Cobas‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    6 Ocak, 20:41 ·

    Asağıdakilerden hangisi klasik dönemin eleştiri kaynaklarından biri değildir?
    a. Miftah
    b. Meflairü’fl-fiu’ara
    c. Hayriyye
    d. Bahru’l-Maarif
    e. Hayrabad
    Beğen ·
    Mehmet Cobas‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    6 Ocak, 20:22 ·

    Sosyal, Siyasi, Dini Konulu Denemelerden degıldır

    • Mehmet Kaplan: Nesillerin Ruhu
    • Tahsin Banguoğlu: Kendimize Geleceğiz
    • İsmet Özel: Üç Mesele ...
    Devamını Gör
    Beğen · · 2
    Tunahan Sağlam‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    1 Ocak, 14:29 ·

    Arkadaşlar münazara yarışması var liseler arası
    1-Ortak bir dünya dili olmak zorundadır, dilin kullanımı vatanseverlik ölçütü değildir.
    2-Dilimize sahip çıkmak vatanseverliktir; bu yüzden Türkçe sözcükleri kullanmalıyız.
    1. ve 2.'yle ilgili tüm görüşleriniz araştırmalarınız varsa konu seçmeksizin bilgilendirirseniz çok memnun kalırım..
    Beğen ·
    Mustafa Çiftçi‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    30 Aralık 2014, 16:54 ·

    asagidakilerden hangisi eski anadolu turkcesinin karisik dilli donem gecirmedigini ve ilk esrlerde bulunan dildeki ikililigin (oguz-karaha turkcesi) konusma dilinde degil kaarahan edebi dilinden etkilenme olarak kabul eden bilim adamlarindan degildir

    A zeynep korkmaz
    B mustafa canpolat
    C sinasi tekin
    D ahmet b ercilasun
    E resir rahmeti arat
    Beğen · · 315

    3 kişi bunu beğendi.
    Aytekin Hafize ?
    30 Aralık 2014, 16:56 · Beğen
    Zahid Yalova C
    30 Aralık 2014, 17:06 · Beğen
    Mustafa Çiftçi c degil
    30 Aralık 2014, 17:14 · Beğen
    Mustafa Çiftçi sinasi tekin karisik dilli donme karsi cikan ilk kisi. siklarda karsi gelen uc kisi daha var
    30 Aralık 2014, 17:16 · Beğen
    Aytekin Hafize B?
    30 Aralık 2014, 17:16 · Beğen
    Mustafa Çiftçi mustafa canpolatta karisik dilli doneme karsi cikanlardan
    30 Aralık 2014, 17:18 · Beğen
    Aytekin Hafize Son olarak zeynep Korkmz
    30 Aralık 2014, 17:19 · Beğen
    Damla Baylan C
    30 Aralık 2014, 17:25 · Beğen
    Nefise Koç Cevap d olmali çünkü ilk resit rahmeti arat ondan sonra mustafa canpolat zeynep korkmaz ve Şinasi tekin karsi cikiyor
    30 Aralık 2014, 17:31 · Beğen
    Cafer Mete A
    30 Aralık 2014, 17:31 · Beğen
    Muhammed Oduncu .
    30 Aralık 2014, 19:08 · Beğen
    Mustafa Çiftçi arkadaslar cevap E resit rahmeti arat olacak karisik dilli eserler ve karisik dilli donemi resit rahmeti ortayaatiyor buna ilk karsi cikan ise sinasi tekindir. mustafa canpolat, ercilasun, korkmaz da bu teze karsi cikanlardan.
    30 Aralık 2014, 20:05 · Beğen
    TC Eniz Doğruer Ddd
    30 Aralık 2014, 21:51 · Beğen
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Muhammed Uzunay‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    29 Aralık 2014, 22:34 ·

    Nabi Avcı soru önergesine verdiği yanıtta 2213 edebiyat ogretmenine ihtiyaç olduğunu söylemiş. Bu haberi okuyan, duyan var mı? Kpssrehber,kpsshaberleri gibi sitelerde paylasıldı yorumunuz nedir?
    Beğen · · 37

    3 kişi bunu beğendi.
    1 / 7
    Önceki yorumları gör
    Elif Tunç Bayraktar Il milli eğitim branş açıklarını yayınlar. Milli eğitim de bu güncel açıklara göre atama yapar. Doğru ücretli ile dolduruklari oluyor. Ama güncel açık sayımız bahsedilen sayi değildir. 10.ay da açıklama yapılmış. Güncelleme ise kasim ve aralikta o...Daha Fazlasını Gör
    30 Aralık 2014, 02:25 · Düzenlendi · Beğen · 1
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Gözde Turgut‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    29 Aralık 2014, 20:18 ·

    Ayrıntı kelimesinin kök ve ek ayrımı nasıl yapılmalıdır?
    Örneğin: Göz-lük Göz:İsim kök Lük:İsimden isim yapan yapım eki gibi... Çözümlememe yardımcı olur musunuz?
    Beğen · · 441

    4 kişi bunu beğendi.
    1 / 41
    Önceki yorumları gör
    Mustafa Cengiz TT'de kullanılıyor aslında: yüz, göz, diz gibi kelimelerde hâlâ mevcut. Bu arada -ntı eki kullanilmayan bir ek değildir bilakis işlek bir ektir.
    29 Aralık 2014, 21:53 · Beğen
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Büşra Güldemir‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    29 Aralık 2014, 15:06 ·

    Merhaba. Ben Türk Dili ve Edebiyatı 1.sınıf öğrencisiyim. Osmanlı Türkçesi çalışıyordum aklıma bir şey takıldı. Transkripsiyon yaparken 'a' harfinin uzun olup olmadığına nasıl karar veriyoruz? Yardımcı olursanız çok sevinirim.
    Beğen · · 142

    'Yeşim Demirkan' bunu beğendi.
    1 / 42
    Önceki yorumları gör
    Keramet Tunç L,z,c,f,r,v,j,p,n,h,ş,m harfleri ile başlayan kelimeler Türkçe degildir. Laz cafer ve japon haşim diye kodlayabilirsin
    29 Aralık 2014, 15:53 · Beğen · 5
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Hatice Arpacık‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    28 Aralık 2014, 21:10 ·

    Arkadaşlar Endonezya'dan Singapur'a giden uçak kayboldu. Bence hemen not edin bir kenara
    Beğen · · 4519

    43 kişi bunu beğendi.
    1 / 19
    Önceki yorumları gör
    Hatice Arpacık Hangisi kaybolanlar arasında değildir diye de olabilir... O derece şizofreniye bağladık
    28 Aralık 2014, 21:24 · Beğen · 2
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Sevtap Türkmen‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    28 Aralık 2014, 20:14 ·

    CVP NE?

    Osmanlı Devletinde yargı gücü kullanan Kadı’nın aynı zamanda yürütme gücüne sahip olduğu idari birim aşağıdakilerden hangisidir?
    A) Eyalet B) Sancak C) Mahalle...
    Beğen · · 310

    3 kişi bunu beğendi.
    1 / 10
    Önceki yorumları gör
    Fahriye Güneş Sancakla kaza ayni degildir
    29 Aralık 2014, 14:07 · Beğen
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Bilal Turan‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    28 Aralık 2014, 15:24 ·

    Bakar mısınız bu soruya size zahmet
    Bakar mısınız bu soruya size zahmet
    Beğen · · 454

    4 kişi bunu beğendi.
    1 / 54
    Önceki yorumları gör
    Ali Akman Ancak bu soruyu yazan kisi muhtemelen cevabi c olarak verdi..yiyecek sozcugunu fiilimsi olarak kabul edip e sikkindaki gecisli catiyi bu yiyecek sozcugunu kabul etti..ancak yiyecek sozcugu kaliplasip bir varliga ad oldugu icin fiilimsi degildir..muhtemelen soruyu yazan kisi bu ayrintiyi atlamis
    28 Aralık 2014, 15:50 · Beğen
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    İbrahim Eda Gülyaşar, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi grubunda Çocuk Psikolojisi'nin fotoğrafını paylaştı.
    25 Aralık 2014, 21:08 ·
    İbrahim GÜLYAŞAR Çocuk - Ergen - Yetişkin Psikoterapisti DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU NEDİR? Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, bireyin yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayan aşırı hareketlilik, istekleri erteleyememe ve dikkat sorunlarıyla kendini gösteren psikiyatrik bir bozukluktur. Bu sorunun üç temel belirtisi vardır. Bunlar; dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik ve dürtüselliktir. Bir kişide dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun varlığından söz edebilmek için belirtilerin yedi yastan önce başlaması, birden fazla ortamda görülmesi, sürekli ve kişinin günlük yaşamını etkileyecek boyutta olması gerekir. Dikkat eksikliği, dikkat suresinin ve yoğunluğunun bireyin yaşına göre daha az olması durumudur. Bu sorunu taşıyan kişiler belirli bir noktaya odaklanmakta güçlük çekerler ya da dikkatleri kolayca dağılır. Dağınık ve unutkandırlar, sık sık eşya kaybederler. Dikkat süresi ve yoğunluğu, her yaşta farklıdır. Beş-altı yaşlarındaki bir çocuk için normal kabul edilebilecek dikkat süresi, on iki yaşındaki bir çocuk için kısadır. Bu nedenle her birey kendi yaş dilimi içinde değerlendirilmelidir. Dikkat eksikliği bozukluğu (DEB), dikkatin çabuk dağılması, aşırı hareketlilik ve dürtüsel davranışlar ile seyreden sosyal yaşamı, toplumsal iletişimi etkileyen, çoğunlukla aile içi ilişkilerde ve okul eğitiminde sorunlar yaratan bir olgudur. Hiperaktif çocuklar sürekli hareket halindedir Yerlerinde duramaz, devamlı kımıldanır, kıpırdanırlar. Sürekli koşuşturur, zıplarlar. Dikkatsiz, sabırsız, dağınık ve atılgandırlar. Dürtüsellik çocuğun belirsiz durumla karşılaştığında ya da dikkatli davranması gerektiğinde tepki ve yanıtlarını kontrol etmekte güçlük çekmesi anlamına gelir. Dürtüsel çocuklar sıklıkla düşünmeden hareket eder, bir etkinlikten diğerine kolayca geçerler. Uygunsuz zamanlarda, uygunsuz davranışları sergilerler. Ani hareket ve duyguları kontrol edememe, düşüncesizce hareket etme, kendini kontrol edememek şeklinde kendini gösteren dürtüsel (impülsif) tutarsız davranışlar nedeniyle sosyal açıdan uyumsuzluk gösterdiklerinden sıklıkla yaşıtlarıyla ve çevresiyle sorunları olur. Bu çocuklar küçük yaştan itiberen böyle davranırlar ancak okul çağında dertleri artar.(Çerçi,2002) Uyarana ve çevreye ait bazı faktörler dikkat süresi ve yoğunluğunu etkiler. Ödev başında on dakikadan fazla oturamayan bir çocuk, bilgisayar başında saatlerce oyun oynayabilir ya da sevdiği bir televizyon programını uzun süre izleyebilir. Bu onda dikkat eksikliği olmadığını göstermez. Dikkat eksikliği olan bir birey için, dikkatin bir noktaya odaklanması ve sürdürülmesi kalabalık, gürültülü ortamlarda daha da zordur. Bununla birlikte bire bir ilişkilerde, sakin ortamlarda ve ilgisini çeken konularda daha uzun süre odaklanabilir. Aşırı hareketlilik (hiperaktivite), bireyin yaşından ve gelişim düzeyinden beklenmeyecek düzeyde hareketli olmasıdır. Aşırı hareketli olan kişiler uzun süre yerinde oturamazlar. Otururken elleri ayakları kıpır kıpırdır, çoğu zaman hareket halindedirler ve çok konuşurlar. Dürtüsellik, genel olarak, bireyin kendisini kontrol edebilmesinde bir sorunun olmasıdır. Bu tür bireyler yapacakları şeyin sonucunu düşünmezler, akıllarına geleni hemen yaparlar ya da hemen söylerler. Bu tanıyı alan kişilerde belirtilerin tümünün olması gerekli değildir. Bir kişide sadece dikkat sorunları ya da sadece aşırı hareketlilik-dürtüsellik belirtileri görülebilir. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun üç farklı tipi vardır. Kişide var olan belirtilerin türüne göre, bu tiplerden hangisine girdiğine karar verilir. Dikkat Eksikliği Önde Olan Tip: Dikkat eksikliği belirtileri ön plandadır. Aşırı hareketlilik ve dürtüsellik ya yoktur ya da tanı alacak kadar şiddetli değildir. Aşırı Hareketlilik Önde Olan Tip: Aşırı hareketlilik ve dürtüsellik belirgin olarak vardır. Dikkat eksikliği belirtileri vardır ancak tanı alacak kadar şiddetli değildir. Birleşik Tip: Hem dikkat eksikliği hem de aşırı hareketlilik dürtüsellik belirtileri tanı alacak kadar şiddetlidir. En sık olarak görülen tip birleşik tiptir."Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu" toplumda, çocukluk çağının en sık görülen psikiyatrik bozukluğudur. İlköğretim çağındaki çocukların %3-5'inde görülür. Yani her yirmi-otuz çocuktan birinde bu sorun vardır. Bozukluğun nedenleri, beyindeki dikkat ve davranış kontrolüyle ilgili bölgelerin farklılığından kaynaklanmaktadır. Yapılan araştırmalarda bu bölgelerin yeterince etkin olmadığı, yeterince kanlanmadığı bulunmuştur. "Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu" kalıtsal bir bozukluktur yani anne ya da babadan çocuğa geçen bazı genlerle taşınır. Bugün için belirlenmiş tek bir gen yoktur, birden fazla genin bu soruna yol açtığı düşünülmektedir. Bu tanıyı alan çocukların anne babalarında ve kardeşlerinde benzer belirtiler olma olasılığı genel topluma oranla iki-sekiz kat daha fazladır. Bu sorunun zeka ile ilgisi yoktur. Toplumda yaygın olarak çok zeki olan çocukların hiperaktif olduklarına inanılmaktadır. Oysa bu doğru değildir. Hiperaktif çocukların çoğu normal zekâya sahiptirler. Ayrıca zekâ sorunu olan ve aynı zamanda hiperaktivitesi olan çocuklar da vardır. Bu sorunu taşıyan gocuklar okulda dersi yeterince dikkatli dinleyemezler; sınavlarda dikkatsizce hatalar nedeniyle bildiklerini de yanlış yapabilirler. Evde ders çalışmaları dikkatin kolayca dağılması nedeniyle verimli olmaz. Sonuç olarak normal bir gelişim düzeyi ve zekaya sahip olmalarına karşın okul başarıları, kapasitelerine oranla düşük olur. Dürtüsellik nedeniyle aile, arkadaş ve öğretmenleriyle ilişkilerinde sorunlar yasarlar. Zaman içinde sürekli eleştiri ve olumsuz uyarılar almaları nedeniyle benlik saygıları düşer. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, bebeklikten erişkinliğe kadar yaşamın her alanında olumsuz etkileri olan önemli ama tedavisi olan bir bozukluktur. Büyüdükçe Geçer mi ? Erken çocukluk döneminde başlayıp yaşam boyu devam edebilen bir bozukluk olan dikkat eksikliği hiperaktivitede, büyüdükçe iyileşmek söz konusu değildir. Bu tanıyı almış olan bireylerin yüzde sekseninde, ergenlik döneminde de belirtiler devam eder. %3.65'i erişkinlikte de bu tanıyı alır. Temel belirtiler aynı olmakla birlikte her yaş döneminde farklı bir görünüm vardır. • Özellikle aşırı hareketlilik ve dürtüsellik belirtileri zaman içinde azalır. • Dikkat eksikliği yaşam boyu devam eder. • Yaş ilerledikçe başka sorunlar eşlik etmeye başlar. Tanı Nasıl Konulur? Bu sorunun tanısı için önce aileden çocuğun detaylı gelişim öyküsü ve davranışlarıyla ilgili bilgiler alınır. Ayrıca aileden tanı için kullanılan bazı ölçekleri doldurması istenir. Çocuk bireysel olarak muayene edilir, dikkat ve diğer becerileri değerlendiren testler yapılır. Bunların dışında çocuk okula gidiyorsa, öğretmenlerinden davranışları ve akademik durumu hakkında bilgiler alınır. Öğretmenlerin de doldurduğu bazı ölçekler vardır. Sonuç olarak aile, öğretmen ve hekimin değerlendirmeleri birleştirilerek bu tanıya ulaşılır. Tüm bu değerlendirmeler dışında kesin tanı için uygulanabilecek bir laboratuar ya da görüntüleme yöntemi yoktur. Beyin EEG haritalama yöntemi gibi bazı yöntemler henüz kesin tanıya ulaştıracak kadar güvenilir değildirler. Önemli olan çocuğun klinik olarak bu tanıyı alıp almadığıdır. Nasıl Tedavi Edilir ? Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun tedavisinde ilaç, anne baba eğitimi, öğretmen eğitimi ve çocuğun bireysel terapisi birlikte kullanılmaktadır. Bu yöntemler içinde en etkin ve en kısa sürede yanıt veren tedavi ilaç tedavisidir. Ancak çocuğun, anne babanın ve öğretmenin bu konudaki eğitimi, tedavinin etkinliği ve kalıcılığı için önemlidir. Uzun süreli bir sorun olduğu için tedavi planı da uzun süreli ve çocuğa özel olmalıdır. Tedavisinde kullanılmakta olan uyarıcı ilaçlar, normalde de beyinde bulunan ve davranışı etkileyen bazı kimyasal maddelerin (dopamin ve noradrenalin) beyindeki miktarlarını düzenleyerek dikkati dağıtan uyaranların süzgeçten geçirilmesine yardımcı olurlar. Beyindeki dikkat ve davranışların kontrolüyle ilgili olan bölgeleri etkin hale dönüştürür, böylece dikkatin dağılmasını önler ve davranışların daha kontrollü olmasını sağlarlar. Uyancı ilaçların dikkat ve davranış. kontrolü üzerine olumlu etkisi, ilaç kullanıldığı sürece devam eder. Beyinde var olan yapısal ve işlevsel farklılığı tamamen ortadan kaldıramazlar. Bu nedenle uzun süreli olarak kullanmaları gerekmektedir. Ancak ilaçlar kullanılırken diğer tedavi yaklaşımları da uygulanırsa (anne baba eğitimi, okulda, evde davranış kontrolü ve bireysel tedavi gibi) tedavinin etkileri ilaç kesildikten sonra da devam edebilmektedir. Ancak bu konuda yeterli sayıda uzun süreli çalışma yoktur. Anne Babalar ve Öğretmenler Ne Yapmalı ve Nasıl Davranmalıdırlar? • Öncelikle uygun tanı ve tedavi için bir çocuk ruh sağlığı uzmanına başvurup, hekimle işbirliği yapılmalıdır. Bu sorun evde anne babanın ya da okulda öğretmenin uygulayacağı disiplin yöntemleriyle çözülebilecek bir sorun değildir. • Çocukla iletişim kurarken mutlaka göz teması kurun, sizi dinlediğinden emin olun, gerekirse söylediğinizi tekrarlatarak kontrol edin. • Evde ve okulda, açık ve net kurallar oluşturun. Bu kurallara bağlı kalın. • Çocuğun güçlü ve zayıf yanlarını belirleyip, başarılı olabileceği durumlar ve etkinlikler planlayın. Çocuğun kendine güvenebilmesi ve benlik saygısının artması için bu çok önemlidir. • Olumlu davranışları övgü, sevgi ve ödülle destekleyin. • Göz ardı edebileceğiniz, ilginizi çekmek için yapılan davranışları görmezden gelin. • Olumsuz davranışlarının doğal sonuçlarını yaşamalarına izin verin. • Kurallar ve sınırlar bozulduğunda uygun bir ceza verin ( mola, bir ayrıcalığı geri almak, puan düşürmek). • Eleştiriden çok övgüyü kullanın. Özellikle başka çocukların içinde onu eleştirmekten kaçının.Diğer çocuklarla kıyaslamayın. • Çocuğunuzla her gün en az yarım saat "özel zaman" uygulaması yapın. Bu uygulama sırasında onun istediği bir oyun ya da etkinliği gerçekleştirin. Bu süre içinde çocuğu yönlendirmeyin, eleştirmeyin, bir şeyler öğretmeye çalışmayın. Amaç bir şey öğretmek değil birlikte keyifli zaman geçirebilmektir. • Ev dışında sosyal ve sportif etkinliklere katılmasını destekleyin. Kaynak: Ram
    Çocuk Psikolojisi

    İbrahim GÜLYAŞAR
    Çocuk - Ergen - Yetişkin Psikoterapisti

    DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU NEDİR?
    ... Devamını Gör
    Beğen ·
    Mustafa Kara‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    25 Aralık 2014, 17:42 · Düzenlendi ·

    Aşagıdaki Eski Uygur Türkçesi Dönemi Eserlerinden hangisi Göktürk Harfli Yazıtlardan biri değildir??
    A)taryat
    B) tes
    C)Irk Bitig
    D) Huastuanift
    E)suci
    Beğen · · 314

    3 kişi bunu beğendi.
    Aytekin Hafize D
    25 Aralık 2014, 17:43 · Beğen
    Hüsamettin Gücü D
    25 Aralık 2014, 17:46 · Beğen
    Dilek Dilek D
    25 Aralık 2014, 17:49 · Beğen
    Fatma Berber Karaman D
    25 Aralık 2014, 17:52 · Beğen
    Tülin Yılmaz D
    25 Aralık 2014, 17:57 · Beğen · 1
    Berrin Seyrek D
    25 Aralık 2014, 17:59 · Beğen
    Mustafa Kara Fazla söze gerek yok saygı değer hocalarım bu işi iyi biliyor cvp D
    25 Aralık 2014, 17:59 · Beğen
    Fatma Türkan Samurlu D
    25 Aralık 2014, 18:45 · Beğen
    Sıla Büyük Irg bitig
    25 Aralık 2014, 19:05 · Beğen
    Sıla Büyük Pardon soruyu yanlis okumusum d
    25 Aralık 2014, 19:06 · Beğen
    Tülay Ynsoğlu dd
    25 Aralık 2014, 20:21 · Beğen
    Masal Rüya D
    25 Aralık 2014, 20:21 · Beğen
    Bayram Koç d
    25 Aralık 2014, 20:27 · Beğen
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Gülsün Ergün‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    23 Aralık 2014, 20:14 ·

    Tablo altı siir modasını kim başlatmıştır??
    Beğen · · 1219

    12 kişi bunu beğendi.
    1 / 19
    Önceki yorumları gör
    Gülsün Ergün Hocalarim Tevfik fikret serveti funundaki bu tarzın en önemli temsilcisidir ve yaygınlaştırmıştır ama ilk değildir
    23 Aralık 2014, 22:30 · Beğen
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Onur Kara‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    23 Aralık 2014, 02:41 ·

    Sırf birisi iyi geceler demediği için iyi geçmeyen geceler varmış
    Sırf birisi iyi geceler demediği için iyi geçmeyen geceler varmış :)
    Beğen · · 4362

    42 kişi bunu beğendi.
    1 / 62
    Önceki yorumları gör
    Onur Kara Bazı kadınlar sol göğsünün altında mayın taşır beyler.
    oraya i lk ayak basan adam, ayağını çekip gitmeye kalkışırsa eğer;
    mayın patlar,...Daha Fazlasını Gör
    23 Aralık 2014, 16:44 · Beğen · 1
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Kamil Taş‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    22 Aralık 2014, 22:37 ·

    Ahmet Hamdi Tanpınara göre , Türk Edebiyatı'nın modern mersiyesi sayılan ilk eserin adı nedir ve bu eser kim tarafından kaleme alınmıştır?
    Beğen · · 624

    6 kişi bunu beğendi.
    1 / 24
    Önceki yorumları gör
    Neşet Günel Soruyu soran da Adem Kasidesi diyor. Değildir; Adem Kasidesi felsefi, metafizik bir içeriğe sahiptir.
    22 Aralık 2014, 23:35 · Beğen · 1
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    İbrahim Eda Gülyaşar, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi grubunda Çocuk Psikolojisi'nin fotoğrafını paylaştı.
    21 Aralık 2014, 16:56 ·
    Anne babaların bilgilenmesi için lütfen sizde paylaşımda bulununuz... YAKIN AKRABA ÖLÜMÜNDE ÇOCUK OLUMSUZ PSİKOLOJİK DURUMDAN NASIL KURTULUR? Çocuğun içinde bulunduğu kapalı dünya gerçeği, her zaman araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Çocuğu anlamak için soru-cevap yöntemi belli bir noktaya kadar yararlı olabilmektedir; ancak yeterli olmamaktadır. Çocuğun kelime kapasitesi, soyut düşünme becerisi anlamayı olumsuz etkilemektedir. Bundan dolayı, araştırmacılar, çocuğun ölüm hakkındaki bilgisini, çeşitli varsayımlardan hareket ederek açıklamaya çalışmışlardır.(Yalom,1999)Fakat varsayımlar da çocuğu anlamada yetersiz kalmaktadır; çünkü varsayımlar, kişinin anlayışına, inancına, hayata ve ölüme bakışına göre değişmektedir. Varsayımlar üzerindeki bu spekülasyonlar, çocuğu anlamanın en iyi yolunun anket yöntemi olduğunu ortaya çıkarmaktadır.(Bilgin,1998) Ailenin bir üyesi öldüğünde, tüm çocuklar şöyle ya da böyle bundan etkilenir ve yetişkinlerden farklı davranırlar. Yaşı çok küçük olan çocuklar ölümü anlamakta zorlanabilirler. Sevdiği birini kaybeden bir çocuğun kendini güvende hissetmesi ancak ailedeki en yakın üyelerden gelecek sevgi ve şefkatle mümkündür. Ölüm acısının ve yaşanan karmaşık duyguların üstesinden gelmek çok güçtür. Küçük çocuklar aileden birinin ölümüyle ilgili duygularını dile getiremezler. Bu yüzden çocuklar, ölüm hiç olmamış ve kendileri bundan hiç etkilenmemiş gibi davranabilirler. Ölümle ilgili duygularını anlaşılması zor, farklı davranışlarla ve oyunlarıyla belli ederler. Çok küçük çocuklar bile, ifade edememelerine rağmen derin bir yas duygusu yaşarlar. Okul öncesi yaştaki çocuklar ölümü genellikle geçici bir durum sanırlar. Ölenin geri gelmesinin mümkün olduğuna inanırlar. Çizgi filmlerde ölen ve tekrar yaşama dönen kahramanları gördükleri için bu inancı taşımaktadırlar. Yaşları 5 ila 9 arasında olan çocuklar, ölümü yetişkinler gibi algılamaya daha hazırdırlar ama yine de kendilerinin veya yakınlarının ölebileceğine inanmazlar. Çocuklar Sevdikleri Birinin Ölümü Karşısında Nasıl Davranırlar? Yas tepkisi beş aşamadan oluşur. Bunlar şok, korku, öfke, suçluluk ve kederdir. Bu aşamalar, aslında ister çocuk, ister yetişkin olsun, ölümü yaşayan herkes için geçerlidir. Ancak herkesin bu aşamalardan geçerken gösterdiği davranışlar farklılaşabilir. Kardeşi ya da anne-babasından biri ölen bir çocuk, çok büyük bir şok yaşayabileceği için bu ölümün gerçek olduğuna inanmaz. Sanki olmamış gibi davranabilir. Aile üyeleri ya da akrabalar, kendileri olayın şokunu üzerlerinden atamadıkları için, çocuğu istemeden ihmal edebilirler. “Çocuktur” diye onun neler hissettiği ile ilgilenmeyebilirler. Bu da durumu daha karmaşık hale getirir. Anne ya da babasının ölümünden sonra çocuk kendisine şimdi kimin bakacağını merak eder, endişe duyabilir. Sevdiği diğer insanları da kaybedeceğini düşündüğü için yoğun bir korku içinde olabilir. Yakınlarının eteğine yapışır ve sıklıkla kendisini sevip sevmediklerini ya da ne kadar sevdiklerini sorabilir. Ölen kişi, çocuğun dünyasında çok önemli bir yer tuttuğu ve çocuk kendini onun yanında güvende hissettiği ve o kişinin ölümü ile birlikte bu güven duygusunu yitirdiği için çocuk öfkelenebilir, kızabilir ve saldırganlaşabilir. Bunlar normaldir. Bu öfke onun itiş-kakışmalı oyunlarında, kâbuslarında, gergin ve sinirli davranışlarında kendini gösterebilir. Çocuğun öfkesini, ailenin sağ kalan bireylerine yöneltmesi de epey sık görülür. Annesi ya da babası ölen bir çocuk genellikle, daha küçük bir çocukmuş gibi davranabilir. Bebeksi tavırlarla, sürekli beslenmeyi, kucaklanmayı ve altının bağlanmasını isteyebilir. Konuşması bebek gibi olur parmağını emmeye, kekelemeye ve gece altını ıslatmaya başlayabilir. Bunlar çok doğal davranışlardır. Endişe etmeye gerek yok. Çünkü çocuk belli bir zamandan sonra bunları bırakacaktır. Küçük çocuklar yakınlarının ölümüne kendilerinin sebep olduğuna inanırlar. Ölen kişinin ölümünden çok daha önce ölen kişiye kızdığı için, yaşının gereği çok doğal bir tepki olarak, “keşke ölse” diye düşünmüşse bu dileğinin gerçekleştiğini sanır ve bundan büyük bir suçluluk duyabilir. Çocuk baş ve mide ağrısı çekebilir, kendisinin de öleceğinden korkabilir. Daha büyük çocuklar ölen kişiyi taklit edici davranışlar içine girebilir. Çocuğun ölüm olayı karşısında gösterebileceği bu davranışların hepsi normaldir. Bu tür bir yas sürecinden geçen kişi için zaman önemli bir faktördür. Çocuğun önemli bir ölüm olayının ardından 6 ay sonra, artık yavaş normal davranışlarına dönmesi ve günlük yaşantısını sürdürmesi beklenir. Ancak aileler, bu davranışların yanında, normal olmayan belirtilerin de farkında olmalıdırlar. Ölümü izleyen haftalarda, bazı çocukların ölen yakınının sağ olduğu konusunda ısrar etmesi doğaldır. Ama ölümün uzunca bir süre inkâr edilmesi veya ölenin arkasından ağlayıp üzülmekten kaçınma, üzüntüyü uzun bir süre bastırmak, sağlıklı tepkiler değildir. Bu davranışlar, daha ileride kendini ciddi sorunlar halinde gösterebilir. Eğer bu altı aylık süre sonunda, söz konusu tepkiler devam ediyorsa ve aşağıdaki türden belirtiler varsa, çocukla ilgilenen kişilerin bir öğretmen, çocuk doktoru ya da bir ruh sağlığı uzmanından yardım istemeleri yararlı olacaktır. • Çocuğun altı aydan daha uzun sürecek şekilde, gündelik olaylar ve faaliyetlerle ilgilenmemesi, her şeye karşı ilgisiz olması; Altı aydan daha uzun bir süre, “bebeksi” davranışlarını sürdürmesi; Ölen kişinin davranışlarını aşırı şekilde taklit etmesi, sürekli onunla beraber olmak istediğini tekrarlaması; Arkadaşlarından uzaklaşması; • Okul başarısının çok önemli bir şekilde gerilemesi; okula gitmek istememesi; • Ölüm Olayının Çocuğa Söylenmesi: Sevilen birinin ölümünün ardından geride kalanlar için en zor işlerden biri, bu konuyu çocuğa söylemektir. Aile üyeleri zaten kendileri kederliyken, bu sorun katmerlenmektedir. Ölümü kabul etmek ve bu üzüntünün üstesinden gelmek, pek çok yetişkin için bile çözülmesi zor bir sorun olduğundan, onlar çocukların da bu konuyla başedemeyeceğine inanırlar. Ölümle ilgili konuşmalardan, törenlerden çocuğu uzak tutmaya çalışarak, onu koruyacaklarını sanırlar. Asıl bu durum çocukları endişelendirir, şaşkınlık yaşamalarına ve kendilerini yalnız hissetmelerine yol açar. Çevrelerindeki insanlardan en çok destek ve güvence istedikleri bir zamanda, zihinlerini kurcalayan pek çok soruyla başbaşa kalırlar. Bu sorulardan bazıları arasında: “Bana şimdi kim bakacak?”, “Babam/annem/kardeşim/dedem, vb. neden öldü?”, “Ne zaman gelecek?” gibi sorular bulunmaktadır. Çocukların bu sorularına, onların anlayabileceği tatlı bir dille, olabildiğince gerçek ama basit cevaplar verin. Örneğin, 5 yaşından küçük bir çocuğa, ölen kişinin, uzun bir yolculuğa çıktığını, bu yolculuğun bildiğimiz yolculuklardan farklı olduğunu, o yüzden kendisine veda edemediğini ama her zaman bizi sevmeye devam edeceğini, bizi düşüneceğini söyleyebilirsiniz. Eğer çocuk 6 yaşında ya da daha büyük ise, ölümü, diğer canlıların (bir çiçek veya bir hayvan gibi) ölümü ile ilgili bir örnek vererek açıklayabilirsiniz. Çocukta Konuşma Gereksinimi Nasıl Yaratılır? Çocuk konuşma gereksinimi duymadan konuşamaya yeltenmez. Konuşmaya onu yönlendirmek için, günlük yaşamda duygu, düşünce ve istemlerini ortaya koyarken kullandığı sessiz jest, mimik ve işaretleri ödüllendirmeden kaçınılmalıdır. Bu tür devinimleri karşılıksız bırakmalı, anlamıyormuş gibi davranmalıdır. Böylece çocuk, sözel olarak duygularını anlatmaya girişim yapma gereği duyacaktır. Bu süreçte çıkardığı ses ve kelimeler anında ödüllendirilerek daha sonra tekrar yapması için motive edilmeli ve sabırlı olunmalıdır. Çocuğun ilk iletişimde bulunduğu kişiler anne ve babasıdır. Bu nedenle onların kullandığı dilin kalitesi ve içeriği çocuğa yansır. Çocuk sürekli çevresindeki kişilerin kullandığı dili taklit eder, onlar gibi konuşmak ister. Bu nedenle çocuğun yakın çevresinde olan anne, baba ve kardeşlerin ev ortamında yapılan bir işi ya da durumu yüksek sesle tane tane anlatmaları çok yarar sağlar. Anne ve babalardan sonra konuşma gereksinimi yaratmada en önemli kişi öğretmen ya da konuşma sağaltımcısıdır. Hem anne-baba hem de terapist çocukla iletişim kurarken, kısaltılmış ve basitleştirilmiş konu örneklerini getirmeye özen gösterilmelidir. Şu unutmamalıdır ki; konuşma dilindeki bütün sesleri çıkarabilir duruma gelmeden konuşmayı kazanmak olanaksızdır. Bu nedenle sağaltıma alınan çocuğun çıkarabildiği ve çıkaramadığı sesler belirlenmeli, çıkaramadığı sesler tek tek sabırla öğretilmelidir. Bu çalışmaları yaparken çocuğun ilgi ve dikkatini çeken oyun yöntemlerinin uygulanması çok yarar sağlayacaktır. Her şeyden önce çocukta ses algısı yaratmak ve kazandırılan sesleri artikülasyon durumuna göre ele almak, konuşma sağaltımcısının vazgeçemeyeceği tekniklerdir. (Özgür,2003) Çocuğun konuşma ve iletişim yönünde gelişimini hızlandırmak için yapılabilecekler: • Çocuğa sevgi ve huzur dolu bir aile ortamı hazırlamak • Çocuk ile ilgilenmek ve sevildiğini hissettirmek. • Çocuğun bedensel ihtiyaçlarına ( yemek,uyku, koruma vb.) cevap vermek. • Çocuk ile yaşı ne olursa olsun sık konuşmaya çalışmak. • Yaşına uygun şekilde onunla oyun oynamak. • Çocuk ile birlikte vakit geçirmek. • Çocuğun dengeli ve düzenli beslenmesini sağlamak. • Çocuğun kendi halinde kalmasına izin vermemek. • Mümkün olduğunca yaşıtlarıyla birlikte oyun oynamasını sağlamak. • İnsanlar arasında sık sık bulundurmak. • Çocuğa hikâye, masal anlatmak, ninni söylemek. • Onun size gönderdiği ses ve mesajlara cevap vermek. • Bir nesneyi eline aldığında bu nesneyle ilgili ona bir şeyler anlatmak. • Televizyon karşısında çok uzun süre kalmasını engellemek. • Onunla konuşurken ses tonunu iyi ayarlamak. • Onun işaret ile gösterdiği istekleri onunla konuşarak yönlendirmek, anlatmasını sağlamak. • Onun fikirlerine değer vermek, onunla sık sık dertleşmek. • Onun kendine güvenini arttırmak. • Onun sık sık sosyal ortamlarda bulunmasını sağlamak. • Kalabalık içinde onun konuşmasını teşvik etmek. • Onun yaşına uygun bir eğitim almasını sağlamak. • Günlük belli bir zaman ayırarak onunla resimler üzerinde bol bol konuşmak. • Ondan yaşına uygun olarak hikâye ve masal anlatmasını istemek. • Konuşma zorlukları gördüğünüzde onun dikkatini konuşma zorlukları üzerine çekmemek. (Aydınlı,2003) Kaynak: Kahramanmaraş RAM İbrahim GÜLYAŞAR Çocuk - Ergen- Yetişkin Psikoterapisti
    Çocuk Psikolojisi

    Anne babaların bilgilenmesi için lütfen sizde paylaşımda bulununuz...

    YAKIN AKRABA ÖLÜMÜNDE ÇOCUK OLUMSUZ PSİKOLOJİK DURUMDAN NASIL KURTULUR?

    Çocuğun içinde bu...
    Devamını Gör
    Beğen ·
    Aysel Selçuk‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    19 Aralık 2014, 21:23 ·

    etken ve azımsamak kelimeleri ile ilgili cümle kurabilir misiniz?
    Beğen · · 5

    1 / 5
    Önceki yorumları gör
    Lokman Hekim Avşar Öğretmen derste etken,öğrenci edilgendir. Senin bu dediklerin onun hakkında azımsanmayacak kadar boş şeyler değildir
    20 Aralık 2014, 01:49 · Düzenlendi · Beğen
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Sevtap Türkmen‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    19 Aralık 2014, 19:15 ·

    AŞH Mevlana için kullanılan lakap ve ünvanlardan değildir?
    hüdavendigar-hünkar-rumi-şeyh--rum
    Beğen · · 213
    Burcu Öksüz‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    18 Aralık 2014, 23:35 ·

    Aşağıdakilerden hangisi öz şiir anlayışıyla şiirler kaleme alan sanatçılardan biri değildir?
    A)Cahit Sıtkı Tarancı
    B)Necip Fazıl Kısakürek
    C)Ziya Osman Saba
    D)Yaşar Nabi Nayır...
    Devamını Gör
    Beğen · · 1722
    Erdinç Hergüner‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    18 Aralık 2014, 18:35 ·

    Arkadaşlar aruz konusunu ögrenebilmek için önerileriniz var mı?
    Ziyâdesiyle can sıkıcı!..
    Beğen · · 19

    Mehmet Deniz bunu beğendi.
    1 / 9
    Önceki yorumları gör
    Mehmet Kılınç Önce özelliklerini iyi kavrayın, zaten çok basittir. Sonra tef'ileleri öğrenin; onlar da zor değildir. daha sonra bol takti yapacaksınız.
    Sevmezseniz işiniz zor; yalnız vezin edebiyatın çok küçük ve önemsiz bir bölümüdür, ona takılıp kalmayın.
    18 Aralık 2014, 19:43 · Beğen · 2
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Erdinç Hergüner‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    17 Aralık 2014, 15:05 ·

    Arkadaşlar cevapta yer alan zevk kelimesi neden
    medd[- .] olarak alınmıyor ?
    Arkadaşlar cevapta yer alan zevk kelimesi neden medd[- .] olarak alınmıyor ?
    Beğen · · 425

    4 kişi bunu beğendi.
    1 / 25
    Önceki yorumları gör
    Esra Ateş Mehmet hocam ulama bence de bir kusur değildir. Bunu uni.deki hocama sorduğumda o da aynısını dedi. Ama çoğu kaynakta kusur olarak karşıma çıktı. Öyle kabul etmişler. Benim de kafam karışıyor o yüzden zaman zaman.
    17 Aralık 2014, 15:59 · Beğen
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Gamze Ağtoprak‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    16 Aralık 2014, 12:27 ·

    Açıklayarak kim yazar?
    Açıklayarak kim yazar?
    Beğen · · 750

    7 kişi bunu beğendi.
    1 / 50
    Önceki yorumları gör
    Şeyma Altınay "Yönlendirmeniz size kalsın." deseydin de kaba bir cevap olurdu. Ben orada bir şey istedim. Cevap bu mudur? "Sen" bunları bu yaşında idrak edemiyorsan benim söyleyecek bir şeyim yok. Burası veya başka bir ortam, ben her yerde korumaya çalışırım saygımı...Daha Fazlasını Gör
    16 Aralık 2014, 13:58 · Beğen
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Ali Sarman‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    14 Aralık 2014, 19:03 ·

    Aşağıdakilerden hangisi uygurlar dönemi ait yazıtlardan biri değildir ?
    A)Taryat
    B)şine-usu
    C)kara balgasun
    D)çoyrın yazıtı...
    Devamını Gör
    Beğen · · 414
    Mustafa Kara‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    13 Aralık 2014 ·

    Aşagıdakilerden hangisi Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi norm ve işlemlerden biri değildir?
    A)TBMM iç tüzüğü
    B)kanun hükmünde kararname
    C)TBMM üyeliğinin düşürülmesine ilişkim TBMM kararı
    D)kanunlar...
    Devamını Gör
    Beğen · · 1
    Mustafa Kara‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    13 Aralık 2014 ·

    Aşagıdakilerden hangisi 1982 Anayasası'na göre Yüksek Mahkemelerden biri değildir?
    A) Yargıtay
    B) Askeri Yargıtay
    C)uyuşmazlık Mahkemesi
    D)Danıştay...
    Devamını Gör
    Beğen · · 111
    Ibrahim Halil Salih‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    12 Aralık 2014 · Düzenlendi ·

    Aşağıdakilerden hangisi 1920-1960 yılları arasında
    popüler tarih romancılarından biri değildir?
    a. Peyami Safa
    b. Safiye Erol
    c. Nihal Atsız...
    Devamını Gör
    Beğen · · 215
    Burak Taşkıran‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    11 Aralık 2014 ·

    Aşağıdakilerden hangisi Kerem ile Aslı hikayesinin kahramanlarından biri değildir?

    A) Arapüzengi B) Halep Paşası C) sofu D) esma E) Keşiş
    Beğen · · 48
    Hikmet Yasin Özer‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    11 Aralık 2014 · Antakya · Düzenlendi ·

    Beni bu sayfanın yöneticisi zanneden zatlar var gruba ben kabul etmişim falan filan,yorumları kim siliyorsa bana saçma sapan mesaj geliyor yok efendim ben silmişim diye,komple çıkacağım buradan olacak bitecek,bu ne terbiyesizlik nasıl bir yargısız infazdır ? İlla ki cinler tepeme çıksın sayayım edeyim bu mu olsun ?
    Beğen · · 710

    6 kişi bunu beğendi.
    1 / 10
    Önceki yorumları gör
    Mehmet Yağiz ALLAH DOGRUNUN YANINDADIR HER ŞEY BİLEN GÖRENDIR O HAKKI ILE ADALETINI TECELLI EDER SEN ALLAH A HAVALE ET YETER GÜNAHA GiRMEK KOLAY DIR FAKAT BEDELINI ÖDEMEK O KADAR KOLAY DEĞİLDİR
    11 Aralık 2014, 04:15 · Düzenlendi · Beğen · 1
    Diğer yorumları gör
    Muhammed Uzunay
    Yorum yaz...

    Sevilay Erkartal‎Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
    10 Aralık 2014 · Karabük ·

    Ders çalışırken uykusu gelmeyen bizden değildir. Komşunun çocuğu falandır o

Explanation

Question 20 of 20

1

Aşağıdaki sözlüklerden hangisi Çağatay Türkçesi ile yazılmış sözlüklerden değildir ?

Select one of the following:

  • A-Hülasa-i Abbasi

  • B-Fazlullah Han Lügati

  • C-Kİtab-ı Zeban-ı Türki

  • D-Kitabü'l-İdrak Li Lisani'l-Etrak

  • E-Abuşka Lügati

Explanation