Haber Kaynağına Geç
Facebook
Muhammed
Ana Sayfa
Arkadaşlarını Bul
İstekler
Mesajlar
Bildirimler
Gizlilik Kısayolları
Hesap Ayarları
Muhammed UzunayProfili Düzenle
SAYFALAR
GRUPLAR
UYGULAMALAR
ARKADAŞLAR
İLGİ ALANLARI
ETKİNLİKLER
Kapak Fotoğrafı
Katıldın
Paylaş
Bildirimler
settings
Ara
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
Üyeler
Etkinlikler
Fotoğraflar
Dosyalar
Hakkında
23.919 üye
Hakkında
Kapalı GrupKapalı Grup
Türk Dili ve Edebiyatı Alan Sınavına Hazırlık Grubu.
23.919 üye(349 yeni) · E-posta ile Davet Et
Yeni Gruplar Kur
Yeni Gruplar Kur
Grup Kur
Gruplar arkadaşlarla, akrabalarla ve ekip arkadaşlarıyla paylaşımda bulunmayı hiç olmadığı kadar kolaylaştırır.
Grup Kur
Önerilen Gruplar
Tümünü Gör
Önerilen Gruplar
KPSS TARİH VATANDAŞLIK SORU CEVAP
773 üye
Katıl
Türkçe Öğretmenleri
Burcu Bilgiç ve Nesin Terzi katıldı
Katıl
KPSS Tarih Pratik Yap (Bazen diğer dersler)
20.285 üye
Katıl
ÖMÜR HOCA İLE EDEBİYAT VE TÜRKÇE(ALAN BİLGİSİ UZMANI)
Ayşe Ayrancı ve 2 diğer arkadaş katıldı
Katıl
FORMASYONA HAYIR !
Arife Öztürk katıldı
Katıl
Tanıyor Olabileceğin Kişiler
Tümünü Gör
Tanıyor Olabileceğin Kişiler
Hacer Konuk
2 ortak arkadaş
Süleyman Yilmaz
3 ortak arkadaş
Şimal Elif Özseven
3 ortak arkadaş
TC Aylin Doğan
16 ortak arkadaş
Profilini doldur
Profili Düzenle
Profilini doldur
%70
Muhammed, hangi şehirde yaşıyorsun?
Ankara
Balıkesir
42 arkadaş burada yaşıyor
İstanbul
12 arkadaş burada yaşıyor
Arkadaşlık İstekleri
Tümünü Gör
Arkadaşlık İstekleri
Nurten Aktan
Türkçe · Gizlilik · Koşullar · Çerezler ·
Diğer
Facebook © 2015
Ak Emine MineTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
4 saat ·
Yardimci olursaniz sevinirim
Yardimci olursaniz sevinirim
Beğen · · 18
1 / 18
Önceki yorumları gör
Sevil Yaşar Soru öncülleri hatalı, a şıkkı tamlayan eksikliğine işaret ediyor oysa kapak kelimesi tamlamada tamlayan unsur değildir! Ifade düzeltilerse cevap a olur elbette, ancak bu durumda soru hatalı oluyor.
3 saat · Beğen · 1
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Demet ÇnrrTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
11 Ocak, 18:24 ·
Uygurlardan kalma göktürk harfli yazıttır 51 satırdan oluşur uygur yazıtları içerisindeki en önemli yazıttır?
Beğen · · 49
Taner GülTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
10 Ocak, 17:30 ·
Taner Gül'ün fotoğrafı.
Beğen · · 110
Cafer Mete bunu beğendi.
1 / 10
Önceki yorumları gör
Aytekin Hafize D evet degildir diyomus
10 Ocak, 17:54 · Düzenlendi · Beğen · 1
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Sibel BurakTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
10 Ocak, 14:03 ·
Özgür yaşama arzusuyla yuvasını terk etmiş ve il il dolaşıp durmuş. Intihara kalkışmış ama kurtarılmıştır. Bu olaylardan sonra .... mahlasini almış. Dini konulara rahat bir üslupla yaklaştığı için din adamlariyla arası iyi değildir. Hem hece hem aruzu kullanmıştır. Sözü edilen sanatçı kimdir?
Beğen · · 210
2 kişi bunu beğendi.
Mehmet Çako Gercekten merak ettim bu sairi
10 Ocak, 14:21 · Beğen
Sibel Burak Çok iyi bildiğimiz bir isim hocam çok bilinmeyen taraflarından söz ettim sadece.
10 Ocak, 14:24 · Beğen
Mehmet Çako Biraz oyle olmuş galiba
10 Ocak, 14:27 · Beğen
Birgül Özer Bektaş dertli
10 Ocak, 14:53 · Beğen
Gökçe Eker Dertli bu adam çokk dertli
10 Ocak, 14:58 · Beğen · 1
Hatice Konak İl il dolaşıp yine de özgürlüğü bulamamış mı
10 Ocak, 15:02 · Beğen · 2
Gökçe Eker il il dolaşacak parayı bulmuş yine de manayı özgürlüğü bulamamış..demek ki neymiş Hatice hocam parayla saadet olmaz:))) alan aklımı aldı benim
10 Ocak, 15:03 · Beğen · 3
Hatice Konak Biz de onu derdiyle başbaşa bırakalım öyleyse Gökçe Hocam
10 Ocak, 15:07 · Beğen · 1
Yasin Kurt TÜRK ve MÜSLÜMAN Bilim Adamları ….Einstein, Farabi, Cahit Arf vb. her
dönemden bilim adamının hayatı ve yapmış olduğu çalışmaların hepsi ve daha fazlasını bulabileceğiniz bir sayfa.
Örnek paylaşım: HAREZMİ: Sıfır rakamını kullanan ilk alim ve...Daha Fazlasını Gör
Bilimin Gerçek Tarihi
Topluluk
Bilimin Gerçek Tarihi'nin fotoğrafı.
Bilimin Gerçek Tarihi
14.982 Beğenme
2.695 kişi bunun hakkında konuşuyor
10 Ocak, 15:11 · Beğen
Muhammed Kışlak Dertli
10 Ocak, 15:40 · Beğen
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Demet ÇnrrTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
10 Ocak, 13:24 ·
Bayın çokto yazıtı olarakta bilinen yazıt?
Beğen · · 39
Demet ÇnrrTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
9 Ocak, 18:49 ·
Geçmiş iki yılın sorularıni hatırlayanlar varsa paylaşabilir arkadaşlar tekrar yapmiş oluruz güzel olur bence
Beğen · · 627
6 kişi bunu beğendi.
1 / 27
Önceki yorumları gör
Erdinç Hergüner ---------------------------------------------
1.) Türk şiirinde "Şairname" örneği İLK kez "Aşık Ömer" tarafından kaleme alınmıştır.
Eser 58 dörtlükten oluşur. Döneminde ve öncesinde yaşamış olan 47 âşık ve 88 şairden söz eder. ...Daha Fazlasını Gör
9 Ocak, 20:14 · Beğen
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Ecrin OmurTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
8 Ocak, 22:23 ·
"TAMAH" kelimesi neden Türkce ye uymaz???
Beğen · · 556
5 kişi bunu beğendi.
1 / 56
Önceki yorumları gör
Emre Nur Büyük ünlü uyumu kelimenin Türkçe olmasında temel kriter değildir. Öğretmen olduğunuzda da b.ü.u.na uymayan kelimeler Türkçe değildir deyip bulandırın çocukların kafalarını. Sonra anaa ben Türkçeden başka kelimeler de biliyormuşum desin
8 Ocak, 22:54 · Beğen · 1
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Melike TarıkTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
8 Ocak, 12:31 ·
Arkadaşlar bu sorunun cevabı ne olacak acaba?
Arkadaşlar bu sorunun cevabı ne olacak acaba?
Beğen · · 1247
12 kişi bunu beğendi.
1 / 47
Önceki yorumları gör
Muhammed Kışlak Kesinlikle bir baş kaldiri kitabı değildir
8 Ocak, 13:06 · Beğen
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Mustafa KaraTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
7 Ocak, 11:56 ·
Bunu kişisel olarak hiç kimse algılamasn ama neden eksiği olan insanlara sen nasl edebiyat mezunusun, sen nasl öğretmen oldun gibi kırıcı yaklaşıyorsunuz. Siz dört dörtlük müsünüz? Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp diyen bir toplum nasıl bu hale geldi? İnsanların kalbini kırmak bu kadar basit mi ? Bu sayfada bu sözler çok söyleniyor bu sözleri hiçbir öğretmen adayına yakıştırmıyorum. Eleştiri yaparken bölümümüzün hakkını verelim edep çerçevesinde eleştirelim lütfennnnn
Beğen · · 4620
46 kişi bunu beğendi.
1 / 20
Önceki yorumları gör
Saliha Lafçı Malesef yapiyoruz, çok haklisiniz hocam bence insan kendi eksiklerini kapatmak için karşisindakini ezer kimse Dört dörtlük değildir öyle olsa bu dünyada ne işi var...Nefes aliyorsan hala öğreniyosun demektir çünkü hayat bir sinav her kez bu sinav için çalişiyor bazilari farkinda olmasada hocam
7 Ocak, 12:34 · Beğen · 1
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Mehmet CobasTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
6 Ocak, 20:41 ·
Asağıdakilerden hangisi klasik dönemin eleştiri kaynaklarından biri değildir?
a. Miftah
b. Meflairü’fl-fiu’ara
c. Hayriyye
d. Bahru’l-Maarif
e. Hayrabad
Beğen ·
Mehmet CobasTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
6 Ocak, 20:22 ·
Sosyal, Siyasi, Dini Konulu Denemelerden degıldır
• Mehmet Kaplan: Nesillerin Ruhu
• Tahsin Banguoğlu: Kendimize Geleceğiz
• İsmet Özel: Üç Mesele ...
Devamını Gör
Beğen · · 2
Tunahan SağlamTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
1 Ocak, 14:29 ·
Arkadaşlar münazara yarışması var liseler arası
1-Ortak bir dünya dili olmak zorundadır, dilin kullanımı vatanseverlik ölçütü değildir.
2-Dilimize sahip çıkmak vatanseverliktir; bu yüzden Türkçe sözcükleri kullanmalıyız.
1. ve 2.'yle ilgili tüm görüşleriniz araştırmalarınız varsa konu seçmeksizin bilgilendirirseniz çok memnun kalırım..
Beğen ·
Mustafa ÇiftçiTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
30 Aralık 2014, 16:54 ·
asagidakilerden hangisi eski anadolu turkcesinin karisik dilli donem gecirmedigini ve ilk esrlerde bulunan dildeki ikililigin (oguz-karaha turkcesi) konusma dilinde degil kaarahan edebi dilinden etkilenme olarak kabul eden bilim adamlarindan degildir
A zeynep korkmaz
B mustafa canpolat
C sinasi tekin
D ahmet b ercilasun
E resir rahmeti arat
Beğen · · 315
3 kişi bunu beğendi.
Aytekin Hafize ?
30 Aralık 2014, 16:56 · Beğen
Zahid Yalova C
30 Aralık 2014, 17:06 · Beğen
Mustafa Çiftçi c degil
30 Aralık 2014, 17:14 · Beğen
Mustafa Çiftçi sinasi tekin karisik dilli donme karsi cikan ilk kisi. siklarda karsi gelen uc kisi daha var
30 Aralık 2014, 17:16 · Beğen
Aytekin Hafize B?
30 Aralık 2014, 17:16 · Beğen
Mustafa Çiftçi mustafa canpolatta karisik dilli doneme karsi cikanlardan
30 Aralık 2014, 17:18 · Beğen
Aytekin Hafize Son olarak zeynep Korkmz
30 Aralık 2014, 17:19 · Beğen
Damla Baylan C
30 Aralık 2014, 17:25 · Beğen
Nefise Koç Cevap d olmali çünkü ilk resit rahmeti arat ondan sonra mustafa canpolat zeynep korkmaz ve Şinasi tekin karsi cikiyor
30 Aralık 2014, 17:31 · Beğen
Cafer Mete A
30 Aralık 2014, 17:31 · Beğen
Muhammed Oduncu .
30 Aralık 2014, 19:08 · Beğen
Mustafa Çiftçi arkadaslar cevap E resit rahmeti arat olacak karisik dilli eserler ve karisik dilli donemi resit rahmeti ortayaatiyor buna ilk karsi cikan ise sinasi tekindir. mustafa canpolat, ercilasun, korkmaz da bu teze karsi cikanlardan.
30 Aralık 2014, 20:05 · Beğen
TC Eniz Doğruer Ddd
30 Aralık 2014, 21:51 · Beğen
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Muhammed UzunayTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
29 Aralık 2014, 22:34 ·
Nabi Avcı soru önergesine verdiği yanıtta 2213 edebiyat ogretmenine ihtiyaç olduğunu söylemiş. Bu haberi okuyan, duyan var mı? Kpssrehber,kpsshaberleri gibi sitelerde paylasıldı yorumunuz nedir?
Beğen · · 37
3 kişi bunu beğendi.
1 / 7
Önceki yorumları gör
Elif Tunç Bayraktar Il milli eğitim branş açıklarını yayınlar. Milli eğitim de bu güncel açıklara göre atama yapar. Doğru ücretli ile dolduruklari oluyor. Ama güncel açık sayımız bahsedilen sayi değildir. 10.ay da açıklama yapılmış. Güncelleme ise kasim ve aralikta o...Daha Fazlasını Gör
30 Aralık 2014, 02:25 · Düzenlendi · Beğen · 1
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Gözde TurgutTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
29 Aralık 2014, 20:18 ·
Ayrıntı kelimesinin kök ve ek ayrımı nasıl yapılmalıdır?
Örneğin: Göz-lük Göz:İsim kök Lük:İsimden isim yapan yapım eki gibi... Çözümlememe yardımcı olur musunuz?
Beğen · · 441
4 kişi bunu beğendi.
1 / 41
Önceki yorumları gör
Mustafa Cengiz TT'de kullanılıyor aslında: yüz, göz, diz gibi kelimelerde hâlâ mevcut. Bu arada -ntı eki kullanilmayan bir ek değildir bilakis işlek bir ektir.
29 Aralık 2014, 21:53 · Beğen
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Büşra GüldemirTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
29 Aralık 2014, 15:06 ·
Merhaba. Ben Türk Dili ve Edebiyatı 1.sınıf öğrencisiyim. Osmanlı Türkçesi çalışıyordum aklıma bir şey takıldı. Transkripsiyon yaparken 'a' harfinin uzun olup olmadığına nasıl karar veriyoruz? Yardımcı olursanız çok sevinirim.
Beğen · · 142
'Yeşim Demirkan' bunu beğendi.
1 / 42
Önceki yorumları gör
Keramet Tunç L,z,c,f,r,v,j,p,n,h,ş,m harfleri ile başlayan kelimeler Türkçe degildir. Laz cafer ve japon haşim diye kodlayabilirsin
29 Aralık 2014, 15:53 · Beğen · 5
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Hatice ArpacıkTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
28 Aralık 2014, 21:10 ·
Arkadaşlar Endonezya'dan Singapur'a giden uçak kayboldu. Bence hemen not edin bir kenara
Beğen · · 4519
43 kişi bunu beğendi.
1 / 19
Önceki yorumları gör
Hatice Arpacık Hangisi kaybolanlar arasında değildir diye de olabilir... O derece şizofreniye bağladık
28 Aralık 2014, 21:24 · Beğen · 2
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Sevtap TürkmenTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
28 Aralık 2014, 20:14 ·
CVP NE?
Osmanlı Devletinde yargı gücü kullanan Kadı’nın aynı zamanda yürütme gücüne sahip olduğu idari birim aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eyalet B) Sancak C) Mahalle...
Beğen · · 310
3 kişi bunu beğendi.
1 / 10
Önceki yorumları gör
Fahriye Güneş Sancakla kaza ayni degildir
29 Aralık 2014, 14:07 · Beğen
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Bilal TuranTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
28 Aralık 2014, 15:24 ·
Bakar mısınız bu soruya size zahmet
Bakar mısınız bu soruya size zahmet
Beğen · · 454
4 kişi bunu beğendi.
1 / 54
Önceki yorumları gör
Ali Akman Ancak bu soruyu yazan kisi muhtemelen cevabi c olarak verdi..yiyecek sozcugunu fiilimsi olarak kabul edip e sikkindaki gecisli catiyi bu yiyecek sozcugunu kabul etti..ancak yiyecek sozcugu kaliplasip bir varliga ad oldugu icin fiilimsi degildir..muhtemelen soruyu yazan kisi bu ayrintiyi atlamis
28 Aralık 2014, 15:50 · Beğen
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
İbrahim Eda Gülyaşar, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi grubunda Çocuk Psikolojisi'nin fotoğrafını paylaştı.
25 Aralık 2014, 21:08 ·
İbrahim GÜLYAŞAR Çocuk - Ergen - Yetişkin Psikoterapisti DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU NEDİR? Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, bireyin yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayan aşırı hareketlilik, istekleri erteleyememe ve dikkat sorunlarıyla kendini gösteren psikiyatrik bir bozukluktur. Bu sorunun üç temel belirtisi vardır. Bunlar; dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik ve dürtüselliktir. Bir kişide dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun varlığından söz edebilmek için belirtilerin yedi yastan önce başlaması, birden fazla ortamda görülmesi, sürekli ve kişinin günlük yaşamını etkileyecek boyutta olması gerekir. Dikkat eksikliği, dikkat suresinin ve yoğunluğunun bireyin yaşına göre daha az olması durumudur. Bu sorunu taşıyan kişiler belirli bir noktaya odaklanmakta güçlük çekerler ya da dikkatleri kolayca dağılır. Dağınık ve unutkandırlar, sık sık eşya kaybederler. Dikkat süresi ve yoğunluğu, her yaşta farklıdır. Beş-altı yaşlarındaki bir çocuk için normal kabul edilebilecek dikkat süresi, on iki yaşındaki bir çocuk için kısadır. Bu nedenle her birey kendi yaş dilimi içinde değerlendirilmelidir. Dikkat eksikliği bozukluğu (DEB), dikkatin çabuk dağılması, aşırı hareketlilik ve dürtüsel davranışlar ile seyreden sosyal yaşamı, toplumsal iletişimi etkileyen, çoğunlukla aile içi ilişkilerde ve okul eğitiminde sorunlar yaratan bir olgudur. Hiperaktif çocuklar sürekli hareket halindedir Yerlerinde duramaz, devamlı kımıldanır, kıpırdanırlar. Sürekli koşuşturur, zıplarlar. Dikkatsiz, sabırsız, dağınık ve atılgandırlar. Dürtüsellik çocuğun belirsiz durumla karşılaştığında ya da dikkatli davranması gerektiğinde tepki ve yanıtlarını kontrol etmekte güçlük çekmesi anlamına gelir. Dürtüsel çocuklar sıklıkla düşünmeden hareket eder, bir etkinlikten diğerine kolayca geçerler. Uygunsuz zamanlarda, uygunsuz davranışları sergilerler. Ani hareket ve duyguları kontrol edememe, düşüncesizce hareket etme, kendini kontrol edememek şeklinde kendini gösteren dürtüsel (impülsif) tutarsız davranışlar nedeniyle sosyal açıdan uyumsuzluk gösterdiklerinden sıklıkla yaşıtlarıyla ve çevresiyle sorunları olur. Bu çocuklar küçük yaştan itiberen böyle davranırlar ancak okul çağında dertleri artar.(Çerçi,2002) Uyarana ve çevreye ait bazı faktörler dikkat süresi ve yoğunluğunu etkiler. Ödev başında on dakikadan fazla oturamayan bir çocuk, bilgisayar başında saatlerce oyun oynayabilir ya da sevdiği bir televizyon programını uzun süre izleyebilir. Bu onda dikkat eksikliği olmadığını göstermez. Dikkat eksikliği olan bir birey için, dikkatin bir noktaya odaklanması ve sürdürülmesi kalabalık, gürültülü ortamlarda daha da zordur. Bununla birlikte bire bir ilişkilerde, sakin ortamlarda ve ilgisini çeken konularda daha uzun süre odaklanabilir. Aşırı hareketlilik (hiperaktivite), bireyin yaşından ve gelişim düzeyinden beklenmeyecek düzeyde hareketli olmasıdır. Aşırı hareketli olan kişiler uzun süre yerinde oturamazlar. Otururken elleri ayakları kıpır kıpırdır, çoğu zaman hareket halindedirler ve çok konuşurlar. Dürtüsellik, genel olarak, bireyin kendisini kontrol edebilmesinde bir sorunun olmasıdır. Bu tür bireyler yapacakları şeyin sonucunu düşünmezler, akıllarına geleni hemen yaparlar ya da hemen söylerler. Bu tanıyı alan kişilerde belirtilerin tümünün olması gerekli değildir. Bir kişide sadece dikkat sorunları ya da sadece aşırı hareketlilik-dürtüsellik belirtileri görülebilir. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun üç farklı tipi vardır. Kişide var olan belirtilerin türüne göre, bu tiplerden hangisine girdiğine karar verilir. Dikkat Eksikliği Önde Olan Tip: Dikkat eksikliği belirtileri ön plandadır. Aşırı hareketlilik ve dürtüsellik ya yoktur ya da tanı alacak kadar şiddetli değildir. Aşırı Hareketlilik Önde Olan Tip: Aşırı hareketlilik ve dürtüsellik belirgin olarak vardır. Dikkat eksikliği belirtileri vardır ancak tanı alacak kadar şiddetli değildir. Birleşik Tip: Hem dikkat eksikliği hem de aşırı hareketlilik dürtüsellik belirtileri tanı alacak kadar şiddetlidir. En sık olarak görülen tip birleşik tiptir."Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu" toplumda, çocukluk çağının en sık görülen psikiyatrik bozukluğudur. İlköğretim çağındaki çocukların %3-5'inde görülür. Yani her yirmi-otuz çocuktan birinde bu sorun vardır. Bozukluğun nedenleri, beyindeki dikkat ve davranış kontrolüyle ilgili bölgelerin farklılığından kaynaklanmaktadır. Yapılan araştırmalarda bu bölgelerin yeterince etkin olmadığı, yeterince kanlanmadığı bulunmuştur. "Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu" kalıtsal bir bozukluktur yani anne ya da babadan çocuğa geçen bazı genlerle taşınır. Bugün için belirlenmiş tek bir gen yoktur, birden fazla genin bu soruna yol açtığı düşünülmektedir. Bu tanıyı alan çocukların anne babalarında ve kardeşlerinde benzer belirtiler olma olasılığı genel topluma oranla iki-sekiz kat daha fazladır. Bu sorunun zeka ile ilgisi yoktur. Toplumda yaygın olarak çok zeki olan çocukların hiperaktif olduklarına inanılmaktadır. Oysa bu doğru değildir. Hiperaktif çocukların çoğu normal zekâya sahiptirler. Ayrıca zekâ sorunu olan ve aynı zamanda hiperaktivitesi olan çocuklar da vardır. Bu sorunu taşıyan gocuklar okulda dersi yeterince dikkatli dinleyemezler; sınavlarda dikkatsizce hatalar nedeniyle bildiklerini de yanlış yapabilirler. Evde ders çalışmaları dikkatin kolayca dağılması nedeniyle verimli olmaz. Sonuç olarak normal bir gelişim düzeyi ve zekaya sahip olmalarına karşın okul başarıları, kapasitelerine oranla düşük olur. Dürtüsellik nedeniyle aile, arkadaş ve öğretmenleriyle ilişkilerinde sorunlar yasarlar. Zaman içinde sürekli eleştiri ve olumsuz uyarılar almaları nedeniyle benlik saygıları düşer. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, bebeklikten erişkinliğe kadar yaşamın her alanında olumsuz etkileri olan önemli ama tedavisi olan bir bozukluktur. Büyüdükçe Geçer mi ? Erken çocukluk döneminde başlayıp yaşam boyu devam edebilen bir bozukluk olan dikkat eksikliği hiperaktivitede, büyüdükçe iyileşmek söz konusu değildir. Bu tanıyı almış olan bireylerin yüzde sekseninde, ergenlik döneminde de belirtiler devam eder. %3.65'i erişkinlikte de bu tanıyı alır. Temel belirtiler aynı olmakla birlikte her yaş döneminde farklı bir görünüm vardır. • Özellikle aşırı hareketlilik ve dürtüsellik belirtileri zaman içinde azalır. • Dikkat eksikliği yaşam boyu devam eder. • Yaş ilerledikçe başka sorunlar eşlik etmeye başlar. Tanı Nasıl Konulur? Bu sorunun tanısı için önce aileden çocuğun detaylı gelişim öyküsü ve davranışlarıyla ilgili bilgiler alınır. Ayrıca aileden tanı için kullanılan bazı ölçekleri doldurması istenir. Çocuk bireysel olarak muayene edilir, dikkat ve diğer becerileri değerlendiren testler yapılır. Bunların dışında çocuk okula gidiyorsa, öğretmenlerinden davranışları ve akademik durumu hakkında bilgiler alınır. Öğretmenlerin de doldurduğu bazı ölçekler vardır. Sonuç olarak aile, öğretmen ve hekimin değerlendirmeleri birleştirilerek bu tanıya ulaşılır. Tüm bu değerlendirmeler dışında kesin tanı için uygulanabilecek bir laboratuar ya da görüntüleme yöntemi yoktur. Beyin EEG haritalama yöntemi gibi bazı yöntemler henüz kesin tanıya ulaştıracak kadar güvenilir değildirler. Önemli olan çocuğun klinik olarak bu tanıyı alıp almadığıdır. Nasıl Tedavi Edilir ? Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun tedavisinde ilaç, anne baba eğitimi, öğretmen eğitimi ve çocuğun bireysel terapisi birlikte kullanılmaktadır. Bu yöntemler içinde en etkin ve en kısa sürede yanıt veren tedavi ilaç tedavisidir. Ancak çocuğun, anne babanın ve öğretmenin bu konudaki eğitimi, tedavinin etkinliği ve kalıcılığı için önemlidir. Uzun süreli bir sorun olduğu için tedavi planı da uzun süreli ve çocuğa özel olmalıdır. Tedavisinde kullanılmakta olan uyarıcı ilaçlar, normalde de beyinde bulunan ve davranışı etkileyen bazı kimyasal maddelerin (dopamin ve noradrenalin) beyindeki miktarlarını düzenleyerek dikkati dağıtan uyaranların süzgeçten geçirilmesine yardımcı olurlar. Beyindeki dikkat ve davranışların kontrolüyle ilgili olan bölgeleri etkin hale dönüştürür, böylece dikkatin dağılmasını önler ve davranışların daha kontrollü olmasını sağlarlar. Uyancı ilaçların dikkat ve davranış. kontrolü üzerine olumlu etkisi, ilaç kullanıldığı sürece devam eder. Beyinde var olan yapısal ve işlevsel farklılığı tamamen ortadan kaldıramazlar. Bu nedenle uzun süreli olarak kullanmaları gerekmektedir. Ancak ilaçlar kullanılırken diğer tedavi yaklaşımları da uygulanırsa (anne baba eğitimi, okulda, evde davranış kontrolü ve bireysel tedavi gibi) tedavinin etkileri ilaç kesildikten sonra da devam edebilmektedir. Ancak bu konuda yeterli sayıda uzun süreli çalışma yoktur. Anne Babalar ve Öğretmenler Ne Yapmalı ve Nasıl Davranmalıdırlar? • Öncelikle uygun tanı ve tedavi için bir çocuk ruh sağlığı uzmanına başvurup, hekimle işbirliği yapılmalıdır. Bu sorun evde anne babanın ya da okulda öğretmenin uygulayacağı disiplin yöntemleriyle çözülebilecek bir sorun değildir. • Çocukla iletişim kurarken mutlaka göz teması kurun, sizi dinlediğinden emin olun, gerekirse söylediğinizi tekrarlatarak kontrol edin. • Evde ve okulda, açık ve net kurallar oluşturun. Bu kurallara bağlı kalın. • Çocuğun güçlü ve zayıf yanlarını belirleyip, başarılı olabileceği durumlar ve etkinlikler planlayın. Çocuğun kendine güvenebilmesi ve benlik saygısının artması için bu çok önemlidir. • Olumlu davranışları övgü, sevgi ve ödülle destekleyin. • Göz ardı edebileceğiniz, ilginizi çekmek için yapılan davranışları görmezden gelin. • Olumsuz davranışlarının doğal sonuçlarını yaşamalarına izin verin. • Kurallar ve sınırlar bozulduğunda uygun bir ceza verin ( mola, bir ayrıcalığı geri almak, puan düşürmek). • Eleştiriden çok övgüyü kullanın. Özellikle başka çocukların içinde onu eleştirmekten kaçının.Diğer çocuklarla kıyaslamayın. • Çocuğunuzla her gün en az yarım saat "özel zaman" uygulaması yapın. Bu uygulama sırasında onun istediği bir oyun ya da etkinliği gerçekleştirin. Bu süre içinde çocuğu yönlendirmeyin, eleştirmeyin, bir şeyler öğretmeye çalışmayın. Amaç bir şey öğretmek değil birlikte keyifli zaman geçirebilmektir. • Ev dışında sosyal ve sportif etkinliklere katılmasını destekleyin. Kaynak: Ram
Çocuk Psikolojisi
İbrahim GÜLYAŞAR
Çocuk - Ergen - Yetişkin Psikoterapisti
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU NEDİR?
... Devamını Gör
Beğen ·
Mustafa KaraTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
25 Aralık 2014, 17:42 · Düzenlendi ·
Aşagıdaki Eski Uygur Türkçesi Dönemi Eserlerinden hangisi Göktürk Harfli Yazıtlardan biri değildir??
A)taryat
B) tes
C)Irk Bitig
D) Huastuanift
E)suci
Beğen · · 314
3 kişi bunu beğendi.
Aytekin Hafize D
25 Aralık 2014, 17:43 · Beğen
Hüsamettin Gücü D
25 Aralık 2014, 17:46 · Beğen
Dilek Dilek D
25 Aralık 2014, 17:49 · Beğen
Fatma Berber Karaman D
25 Aralık 2014, 17:52 · Beğen
Tülin Yılmaz D
25 Aralık 2014, 17:57 · Beğen · 1
Berrin Seyrek D
25 Aralık 2014, 17:59 · Beğen
Mustafa Kara Fazla söze gerek yok saygı değer hocalarım bu işi iyi biliyor cvp D
25 Aralık 2014, 17:59 · Beğen
Fatma Türkan Samurlu D
25 Aralık 2014, 18:45 · Beğen
Sıla Büyük Irg bitig
25 Aralık 2014, 19:05 · Beğen
Sıla Büyük Pardon soruyu yanlis okumusum d
25 Aralık 2014, 19:06 · Beğen
Tülay Ynsoğlu dd
25 Aralık 2014, 20:21 · Beğen
Masal Rüya D
25 Aralık 2014, 20:21 · Beğen
Bayram Koç d
25 Aralık 2014, 20:27 · Beğen
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Gülsün ErgünTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
23 Aralık 2014, 20:14 ·
Tablo altı siir modasını kim başlatmıştır??
Beğen · · 1219
12 kişi bunu beğendi.
1 / 19
Önceki yorumları gör
Gülsün Ergün Hocalarim Tevfik fikret serveti funundaki bu tarzın en önemli temsilcisidir ve yaygınlaştırmıştır ama ilk değildir
23 Aralık 2014, 22:30 · Beğen
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Onur KaraTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
23 Aralık 2014, 02:41 ·
Sırf birisi iyi geceler demediği için iyi geçmeyen geceler varmış
Sırf birisi iyi geceler demediği için iyi geçmeyen geceler varmış :)
Beğen · · 4362
42 kişi bunu beğendi.
1 / 62
Önceki yorumları gör
Onur Kara Bazı kadınlar sol göğsünün altında mayın taşır beyler.
oraya i lk ayak basan adam, ayağını çekip gitmeye kalkışırsa eğer;
mayın patlar,...Daha Fazlasını Gör
23 Aralık 2014, 16:44 · Beğen · 1
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Kamil TaşTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
22 Aralık 2014, 22:37 ·
Ahmet Hamdi Tanpınara göre , Türk Edebiyatı'nın modern mersiyesi sayılan ilk eserin adı nedir ve bu eser kim tarafından kaleme alınmıştır?
Beğen · · 624
6 kişi bunu beğendi.
1 / 24
Önceki yorumları gör
Neşet Günel Soruyu soran da Adem Kasidesi diyor. Değildir; Adem Kasidesi felsefi, metafizik bir içeriğe sahiptir.
22 Aralık 2014, 23:35 · Beğen · 1
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
İbrahim Eda Gülyaşar, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi grubunda Çocuk Psikolojisi'nin fotoğrafını paylaştı.
21 Aralık 2014, 16:56 ·
Anne babaların bilgilenmesi için lütfen sizde paylaşımda bulununuz... YAKIN AKRABA ÖLÜMÜNDE ÇOCUK OLUMSUZ PSİKOLOJİK DURUMDAN NASIL KURTULUR? Çocuğun içinde bulunduğu kapalı dünya gerçeği, her zaman araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Çocuğu anlamak için soru-cevap yöntemi belli bir noktaya kadar yararlı olabilmektedir; ancak yeterli olmamaktadır. Çocuğun kelime kapasitesi, soyut düşünme becerisi anlamayı olumsuz etkilemektedir. Bundan dolayı, araştırmacılar, çocuğun ölüm hakkındaki bilgisini, çeşitli varsayımlardan hareket ederek açıklamaya çalışmışlardır.(Yalom,1999)Fakat varsayımlar da çocuğu anlamada yetersiz kalmaktadır; çünkü varsayımlar, kişinin anlayışına, inancına, hayata ve ölüme bakışına göre değişmektedir. Varsayımlar üzerindeki bu spekülasyonlar, çocuğu anlamanın en iyi yolunun anket yöntemi olduğunu ortaya çıkarmaktadır.(Bilgin,1998) Ailenin bir üyesi öldüğünde, tüm çocuklar şöyle ya da böyle bundan etkilenir ve yetişkinlerden farklı davranırlar. Yaşı çok küçük olan çocuklar ölümü anlamakta zorlanabilirler. Sevdiği birini kaybeden bir çocuğun kendini güvende hissetmesi ancak ailedeki en yakın üyelerden gelecek sevgi ve şefkatle mümkündür. Ölüm acısının ve yaşanan karmaşık duyguların üstesinden gelmek çok güçtür. Küçük çocuklar aileden birinin ölümüyle ilgili duygularını dile getiremezler. Bu yüzden çocuklar, ölüm hiç olmamış ve kendileri bundan hiç etkilenmemiş gibi davranabilirler. Ölümle ilgili duygularını anlaşılması zor, farklı davranışlarla ve oyunlarıyla belli ederler. Çok küçük çocuklar bile, ifade edememelerine rağmen derin bir yas duygusu yaşarlar. Okul öncesi yaştaki çocuklar ölümü genellikle geçici bir durum sanırlar. Ölenin geri gelmesinin mümkün olduğuna inanırlar. Çizgi filmlerde ölen ve tekrar yaşama dönen kahramanları gördükleri için bu inancı taşımaktadırlar. Yaşları 5 ila 9 arasında olan çocuklar, ölümü yetişkinler gibi algılamaya daha hazırdırlar ama yine de kendilerinin veya yakınlarının ölebileceğine inanmazlar. Çocuklar Sevdikleri Birinin Ölümü Karşısında Nasıl Davranırlar? Yas tepkisi beş aşamadan oluşur. Bunlar şok, korku, öfke, suçluluk ve kederdir. Bu aşamalar, aslında ister çocuk, ister yetişkin olsun, ölümü yaşayan herkes için geçerlidir. Ancak herkesin bu aşamalardan geçerken gösterdiği davranışlar farklılaşabilir. Kardeşi ya da anne-babasından biri ölen bir çocuk, çok büyük bir şok yaşayabileceği için bu ölümün gerçek olduğuna inanmaz. Sanki olmamış gibi davranabilir. Aile üyeleri ya da akrabalar, kendileri olayın şokunu üzerlerinden atamadıkları için, çocuğu istemeden ihmal edebilirler. “Çocuktur” diye onun neler hissettiği ile ilgilenmeyebilirler. Bu da durumu daha karmaşık hale getirir. Anne ya da babasının ölümünden sonra çocuk kendisine şimdi kimin bakacağını merak eder, endişe duyabilir. Sevdiği diğer insanları da kaybedeceğini düşündüğü için yoğun bir korku içinde olabilir. Yakınlarının eteğine yapışır ve sıklıkla kendisini sevip sevmediklerini ya da ne kadar sevdiklerini sorabilir. Ölen kişi, çocuğun dünyasında çok önemli bir yer tuttuğu ve çocuk kendini onun yanında güvende hissettiği ve o kişinin ölümü ile birlikte bu güven duygusunu yitirdiği için çocuk öfkelenebilir, kızabilir ve saldırganlaşabilir. Bunlar normaldir. Bu öfke onun itiş-kakışmalı oyunlarında, kâbuslarında, gergin ve sinirli davranışlarında kendini gösterebilir. Çocuğun öfkesini, ailenin sağ kalan bireylerine yöneltmesi de epey sık görülür. Annesi ya da babası ölen bir çocuk genellikle, daha küçük bir çocukmuş gibi davranabilir. Bebeksi tavırlarla, sürekli beslenmeyi, kucaklanmayı ve altının bağlanmasını isteyebilir. Konuşması bebek gibi olur parmağını emmeye, kekelemeye ve gece altını ıslatmaya başlayabilir. Bunlar çok doğal davranışlardır. Endişe etmeye gerek yok. Çünkü çocuk belli bir zamandan sonra bunları bırakacaktır. Küçük çocuklar yakınlarının ölümüne kendilerinin sebep olduğuna inanırlar. Ölen kişinin ölümünden çok daha önce ölen kişiye kızdığı için, yaşının gereği çok doğal bir tepki olarak, “keşke ölse” diye düşünmüşse bu dileğinin gerçekleştiğini sanır ve bundan büyük bir suçluluk duyabilir. Çocuk baş ve mide ağrısı çekebilir, kendisinin de öleceğinden korkabilir. Daha büyük çocuklar ölen kişiyi taklit edici davranışlar içine girebilir. Çocuğun ölüm olayı karşısında gösterebileceği bu davranışların hepsi normaldir. Bu tür bir yas sürecinden geçen kişi için zaman önemli bir faktördür. Çocuğun önemli bir ölüm olayının ardından 6 ay sonra, artık yavaş normal davranışlarına dönmesi ve günlük yaşantısını sürdürmesi beklenir. Ancak aileler, bu davranışların yanında, normal olmayan belirtilerin de farkında olmalıdırlar. Ölümü izleyen haftalarda, bazı çocukların ölen yakınının sağ olduğu konusunda ısrar etmesi doğaldır. Ama ölümün uzunca bir süre inkâr edilmesi veya ölenin arkasından ağlayıp üzülmekten kaçınma, üzüntüyü uzun bir süre bastırmak, sağlıklı tepkiler değildir. Bu davranışlar, daha ileride kendini ciddi sorunlar halinde gösterebilir. Eğer bu altı aylık süre sonunda, söz konusu tepkiler devam ediyorsa ve aşağıdaki türden belirtiler varsa, çocukla ilgilenen kişilerin bir öğretmen, çocuk doktoru ya da bir ruh sağlığı uzmanından yardım istemeleri yararlı olacaktır. • Çocuğun altı aydan daha uzun sürecek şekilde, gündelik olaylar ve faaliyetlerle ilgilenmemesi, her şeye karşı ilgisiz olması; Altı aydan daha uzun bir süre, “bebeksi” davranışlarını sürdürmesi; Ölen kişinin davranışlarını aşırı şekilde taklit etmesi, sürekli onunla beraber olmak istediğini tekrarlaması; Arkadaşlarından uzaklaşması; • Okul başarısının çok önemli bir şekilde gerilemesi; okula gitmek istememesi; • Ölüm Olayının Çocuğa Söylenmesi: Sevilen birinin ölümünün ardından geride kalanlar için en zor işlerden biri, bu konuyu çocuğa söylemektir. Aile üyeleri zaten kendileri kederliyken, bu sorun katmerlenmektedir. Ölümü kabul etmek ve bu üzüntünün üstesinden gelmek, pek çok yetişkin için bile çözülmesi zor bir sorun olduğundan, onlar çocukların da bu konuyla başedemeyeceğine inanırlar. Ölümle ilgili konuşmalardan, törenlerden çocuğu uzak tutmaya çalışarak, onu koruyacaklarını sanırlar. Asıl bu durum çocukları endişelendirir, şaşkınlık yaşamalarına ve kendilerini yalnız hissetmelerine yol açar. Çevrelerindeki insanlardan en çok destek ve güvence istedikleri bir zamanda, zihinlerini kurcalayan pek çok soruyla başbaşa kalırlar. Bu sorulardan bazıları arasında: “Bana şimdi kim bakacak?”, “Babam/annem/kardeşim/dedem, vb. neden öldü?”, “Ne zaman gelecek?” gibi sorular bulunmaktadır. Çocukların bu sorularına, onların anlayabileceği tatlı bir dille, olabildiğince gerçek ama basit cevaplar verin. Örneğin, 5 yaşından küçük bir çocuğa, ölen kişinin, uzun bir yolculuğa çıktığını, bu yolculuğun bildiğimiz yolculuklardan farklı olduğunu, o yüzden kendisine veda edemediğini ama her zaman bizi sevmeye devam edeceğini, bizi düşüneceğini söyleyebilirsiniz. Eğer çocuk 6 yaşında ya da daha büyük ise, ölümü, diğer canlıların (bir çiçek veya bir hayvan gibi) ölümü ile ilgili bir örnek vererek açıklayabilirsiniz. Çocukta Konuşma Gereksinimi Nasıl Yaratılır? Çocuk konuşma gereksinimi duymadan konuşamaya yeltenmez. Konuşmaya onu yönlendirmek için, günlük yaşamda duygu, düşünce ve istemlerini ortaya koyarken kullandığı sessiz jest, mimik ve işaretleri ödüllendirmeden kaçınılmalıdır. Bu tür devinimleri karşılıksız bırakmalı, anlamıyormuş gibi davranmalıdır. Böylece çocuk, sözel olarak duygularını anlatmaya girişim yapma gereği duyacaktır. Bu süreçte çıkardığı ses ve kelimeler anında ödüllendirilerek daha sonra tekrar yapması için motive edilmeli ve sabırlı olunmalıdır. Çocuğun ilk iletişimde bulunduğu kişiler anne ve babasıdır. Bu nedenle onların kullandığı dilin kalitesi ve içeriği çocuğa yansır. Çocuk sürekli çevresindeki kişilerin kullandığı dili taklit eder, onlar gibi konuşmak ister. Bu nedenle çocuğun yakın çevresinde olan anne, baba ve kardeşlerin ev ortamında yapılan bir işi ya da durumu yüksek sesle tane tane anlatmaları çok yarar sağlar. Anne ve babalardan sonra konuşma gereksinimi yaratmada en önemli kişi öğretmen ya da konuşma sağaltımcısıdır. Hem anne-baba hem de terapist çocukla iletişim kurarken, kısaltılmış ve basitleştirilmiş konu örneklerini getirmeye özen gösterilmelidir. Şu unutmamalıdır ki; konuşma dilindeki bütün sesleri çıkarabilir duruma gelmeden konuşmayı kazanmak olanaksızdır. Bu nedenle sağaltıma alınan çocuğun çıkarabildiği ve çıkaramadığı sesler belirlenmeli, çıkaramadığı sesler tek tek sabırla öğretilmelidir. Bu çalışmaları yaparken çocuğun ilgi ve dikkatini çeken oyun yöntemlerinin uygulanması çok yarar sağlayacaktır. Her şeyden önce çocukta ses algısı yaratmak ve kazandırılan sesleri artikülasyon durumuna göre ele almak, konuşma sağaltımcısının vazgeçemeyeceği tekniklerdir. (Özgür,2003) Çocuğun konuşma ve iletişim yönünde gelişimini hızlandırmak için yapılabilecekler: • Çocuğa sevgi ve huzur dolu bir aile ortamı hazırlamak • Çocuk ile ilgilenmek ve sevildiğini hissettirmek. • Çocuğun bedensel ihtiyaçlarına ( yemek,uyku, koruma vb.) cevap vermek. • Çocuk ile yaşı ne olursa olsun sık konuşmaya çalışmak. • Yaşına uygun şekilde onunla oyun oynamak. • Çocuk ile birlikte vakit geçirmek. • Çocuğun dengeli ve düzenli beslenmesini sağlamak. • Çocuğun kendi halinde kalmasına izin vermemek. • Mümkün olduğunca yaşıtlarıyla birlikte oyun oynamasını sağlamak. • İnsanlar arasında sık sık bulundurmak. • Çocuğa hikâye, masal anlatmak, ninni söylemek. • Onun size gönderdiği ses ve mesajlara cevap vermek. • Bir nesneyi eline aldığında bu nesneyle ilgili ona bir şeyler anlatmak. • Televizyon karşısında çok uzun süre kalmasını engellemek. • Onunla konuşurken ses tonunu iyi ayarlamak. • Onun işaret ile gösterdiği istekleri onunla konuşarak yönlendirmek, anlatmasını sağlamak. • Onun fikirlerine değer vermek, onunla sık sık dertleşmek. • Onun kendine güvenini arttırmak. • Onun sık sık sosyal ortamlarda bulunmasını sağlamak. • Kalabalık içinde onun konuşmasını teşvik etmek. • Onun yaşına uygun bir eğitim almasını sağlamak. • Günlük belli bir zaman ayırarak onunla resimler üzerinde bol bol konuşmak. • Ondan yaşına uygun olarak hikâye ve masal anlatmasını istemek. • Konuşma zorlukları gördüğünüzde onun dikkatini konuşma zorlukları üzerine çekmemek. (Aydınlı,2003) Kaynak: Kahramanmaraş RAM İbrahim GÜLYAŞAR Çocuk - Ergen- Yetişkin Psikoterapisti
Çocuk Psikolojisi
Anne babaların bilgilenmesi için lütfen sizde paylaşımda bulununuz...
YAKIN AKRABA ÖLÜMÜNDE ÇOCUK OLUMSUZ PSİKOLOJİK DURUMDAN NASIL KURTULUR?
Çocuğun içinde bu...
Devamını Gör
Beğen ·
Aysel SelçukTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
19 Aralık 2014, 21:23 ·
etken ve azımsamak kelimeleri ile ilgili cümle kurabilir misiniz?
Beğen · · 5
1 / 5
Önceki yorumları gör
Lokman Hekim Avşar Öğretmen derste etken,öğrenci edilgendir. Senin bu dediklerin onun hakkında azımsanmayacak kadar boş şeyler değildir
20 Aralık 2014, 01:49 · Düzenlendi · Beğen
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Sevtap TürkmenTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
19 Aralık 2014, 19:15 ·
AŞH Mevlana için kullanılan lakap ve ünvanlardan değildir?
hüdavendigar-hünkar-rumi-şeyh--rum
Beğen · · 213
Burcu ÖksüzTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
18 Aralık 2014, 23:35 ·
Aşağıdakilerden hangisi öz şiir anlayışıyla şiirler kaleme alan sanatçılardan biri değildir?
A)Cahit Sıtkı Tarancı
B)Necip Fazıl Kısakürek
C)Ziya Osman Saba
D)Yaşar Nabi Nayır...
Devamını Gör
Beğen · · 1722
Erdinç HergünerTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
18 Aralık 2014, 18:35 ·
Arkadaşlar aruz konusunu ögrenebilmek için önerileriniz var mı?
Ziyâdesiyle can sıkıcı!..
Beğen · · 19
Mehmet Deniz bunu beğendi.
1 / 9
Önceki yorumları gör
Mehmet Kılınç Önce özelliklerini iyi kavrayın, zaten çok basittir. Sonra tef'ileleri öğrenin; onlar da zor değildir. daha sonra bol takti yapacaksınız.
Sevmezseniz işiniz zor; yalnız vezin edebiyatın çok küçük ve önemsiz bir bölümüdür, ona takılıp kalmayın.
18 Aralık 2014, 19:43 · Beğen · 2
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Erdinç HergünerTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
17 Aralık 2014, 15:05 ·
Arkadaşlar cevapta yer alan zevk kelimesi neden
medd[- .] olarak alınmıyor ?
Arkadaşlar cevapta yer alan zevk kelimesi neden medd[- .] olarak alınmıyor ?
Beğen · · 425
4 kişi bunu beğendi.
1 / 25
Önceki yorumları gör
Esra Ateş Mehmet hocam ulama bence de bir kusur değildir. Bunu uni.deki hocama sorduğumda o da aynısını dedi. Ama çoğu kaynakta kusur olarak karşıma çıktı. Öyle kabul etmişler. Benim de kafam karışıyor o yüzden zaman zaman.
17 Aralık 2014, 15:59 · Beğen
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Gamze AğtoprakTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
16 Aralık 2014, 12:27 ·
Açıklayarak kim yazar?
Açıklayarak kim yazar?
Beğen · · 750
7 kişi bunu beğendi.
1 / 50
Önceki yorumları gör
Şeyma Altınay "Yönlendirmeniz size kalsın." deseydin de kaba bir cevap olurdu. Ben orada bir şey istedim. Cevap bu mudur? "Sen" bunları bu yaşında idrak edemiyorsan benim söyleyecek bir şeyim yok. Burası veya başka bir ortam, ben her yerde korumaya çalışırım saygımı...Daha Fazlasını Gör
16 Aralık 2014, 13:58 · Beğen
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Ali SarmanTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
14 Aralık 2014, 19:03 ·
Aşağıdakilerden hangisi uygurlar dönemi ait yazıtlardan biri değildir ?
A)Taryat
B)şine-usu
C)kara balgasun
D)çoyrın yazıtı...
Devamını Gör
Beğen · · 414
Mustafa KaraTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
13 Aralık 2014 ·
Aşagıdakilerden hangisi Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi norm ve işlemlerden biri değildir?
A)TBMM iç tüzüğü
B)kanun hükmünde kararname
C)TBMM üyeliğinin düşürülmesine ilişkim TBMM kararı
D)kanunlar...
Devamını Gör
Beğen · · 1
Mustafa KaraTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
13 Aralık 2014 ·
Aşagıdakilerden hangisi 1982 Anayasası'na göre Yüksek Mahkemelerden biri değildir?
A) Yargıtay
B) Askeri Yargıtay
C)uyuşmazlık Mahkemesi
D)Danıştay...
Devamını Gör
Beğen · · 111
Ibrahim Halil SalihTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
12 Aralık 2014 · Düzenlendi ·
Aşağıdakilerden hangisi 1920-1960 yılları arasında
popüler tarih romancılarından biri değildir?
a. Peyami Safa
b. Safiye Erol
c. Nihal Atsız...
Devamını Gör
Beğen · · 215
Burak TaşkıranTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
11 Aralık 2014 ·
Aşağıdakilerden hangisi Kerem ile Aslı hikayesinin kahramanlarından biri değildir?
A) Arapüzengi B) Halep Paşası C) sofu D) esma E) Keşiş
Beğen · · 48
Hikmet Yasin ÖzerTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
11 Aralık 2014 · Antakya · Düzenlendi ·
Beni bu sayfanın yöneticisi zanneden zatlar var gruba ben kabul etmişim falan filan,yorumları kim siliyorsa bana saçma sapan mesaj geliyor yok efendim ben silmişim diye,komple çıkacağım buradan olacak bitecek,bu ne terbiyesizlik nasıl bir yargısız infazdır ? İlla ki cinler tepeme çıksın sayayım edeyim bu mu olsun ?
Beğen · · 710
6 kişi bunu beğendi.
1 / 10
Önceki yorumları gör
Mehmet Yağiz ALLAH DOGRUNUN YANINDADIR HER ŞEY BİLEN GÖRENDIR O HAKKI ILE ADALETINI TECELLI EDER SEN ALLAH A HAVALE ET YETER GÜNAHA GiRMEK KOLAY DIR FAKAT BEDELINI ÖDEMEK O KADAR KOLAY DEĞİLDİR
11 Aralık 2014, 04:15 · Düzenlendi · Beğen · 1
Diğer yorumları gör
Muhammed Uzunay
Yorum yaz...
Sevilay ErkartalTürk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Alan Bilgisi
10 Aralık 2014 · Karabük ·
Ders çalışırken uykusu gelmeyen bizden değildir. Komşunun çocuğu falandır o